Bölüm 6: Uyanış

7.6K 1.5K 670
                                    

Buraya bir şey yazmamı muhtemelen sevmiyorsunuzdur.

Ehe. Voteye bir tıklama alırım ☺

🌙

Günler akıp geçiyordu.

Ve ben günleri takip ediyordum. Yatağımın baş ucuna koydukları güzel tasarımlı bir takvim bana her şeyi anlatıyordu. Günün herhangi bir zaman diliminde gözlerimi açıyor, takvimde bir günün daha çizilip çizilmediğine bakıyordum. Zaman akıyordu. Ve ben akışına eşlik ediyordum.

Odaya insanlar girip çıkıyordu. Razien canı sıkıldığında gelip aptalca şakalar yapıyordu. Lina tepki vermememe rağmen benim için alacağı kıyafetlerin taslağını bana gösteriyordu. Nora Payre iyi dileklerde bulunmak için gelmişti. Fakat bana sorular sormamak için kendiyle savaştığını hissediyordum. Yaşadığım şey neydi? Yangın nasıl olmuştu? Neden gözlerimi açmadan önce bedenim ölüme yaklaşmıştı?

Ragnor gözlerimi açtığım ilk günden sonra daha gelmemişti. En azından gözüm açık olduğu zaman için böyleydi. Neden gelmediğini düşünmemiştim bile. Sadece... Onu zihnimden çıkarmakla yetinmiştim.

Şimdilik.

🌙

Kapının tıklamasıyla gözlerimi yavaşça açtım. Kıpırdamamaya çalışıp hafifçe esnedim. Ardından "Gel." diye seslendim. Kapı açılırken gözlerimi takvime çevirdim. Bugün ikinci uyanışım olmuştu. Gözlerimi takvimden alıp kapının girişine çevirdim. Kapı açılırken loş oda belirgin bir şekilde karardı. Işığı yuvasına kaçırabilecek kadar güçlü bir şekilde karanlığı kullanan sadece Nora Payre'yi görmüştüm. Tahminim beni yanıltmamıştı. Kapının eşiğinde beliren beden ona aitti.

Buraya geleli onu üç kez görmüştüm. İlki bulduğum odaya kendimi kapamadan önce, bana bir şeyleri anlattığı zamandı. İkincisi geçmiş olsun dilemeye geldiğindeydi. Üçüncüsü ise şuandı. Ve üçünde de üzerinde gördüğüm kıyafet birbirine çok benziyordu. Basit, kollarında ve boynunda danteller olan siyah bir elbiseydi bu.

İnce, uzun parmaklı ellerini kapıya uzatıp yavaşça kapattı. "Merhaba Eleta." diyerek selam verdi. Dik dik bakmakla yetindim. Kadının sesinden bile bir şekilde asil olduğunu hissedebiliyordum. Dik duruşundan, omuzlarını geriye atışından, belini saran rünlerden ne kadar güçlü olduğunu anlayabiliyordum. Ve bu gücü gördükten sonra Ragnor'un benimle sadece alay ettiğini düşünüyordum.

Selamına karşılık vermedim. "Biliyor musun seni gördükte Ragnor'un benimle alay ettiğini düşünüyorum." diye mırıldandım. Nora tek kaşını kaldırıp bana baktı. Devam etmemi bekliyor gibiydi. "Neden?" diye sordu. Gözlerimi yüzüne diktim. "Sınırları aşmış rünlerine bakıyorum. Bir krallıktan kaçan, kendi krallığını kuran bir kadınsın. Yoktan bir orduyu yaratan kadın." Kadının sevimli yüz hatlarını bir gülümseme süsledi. Gözlerimi kaçırdım. "Belki... Bilmiyorsundur. Ragnor bana bir yıl önce bir taç verdi. 'Dünyanın en güçlü kadını için.' gibi bir şeyler yazıyordu. Hatta sanırım 'olacak kişi' içindi. Ve... Ben sana baktığımda dünyanın en güçlü kadınını görüyorum."

Ne hissettiğini belli etmeyen, mermer gibi yüzüyle bana baktı. Yatağımın yanına koydukları sandalyeye doğru ilerleyip oturdu. Parmaklarını belini kemer gibi saran rünlerinde yavaşça gezdiriyordu. "Ben sadece zor bir hayat geçirmiş Payre'yim. Sen Eleta..." Gözleri beni buldu. "Doğduğun andan itibaren zor bir hayat yaşadın. Bir Denatri'sin ve Payre soyundan geliyorsun. Bunların hepsi seni güçlü kılar." Yüzünü buruşturdu. "Zor yıllarda favori sözümü buna benzer bir şey yapmıştım: Öldürmeyen acı güçlendirir."

GECE DANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin