Bölüm 46: İşkence

6.2K 1K 1K
                                    

UYARI: MEDYADA VE BÖLÜMDE KAN, ŞİDDET. UYGUNSUZ, KÖTÜ ÖRNEK OLABİLECEK DAVRANIŞLAR.

MÜZİK DE BUNA DAHİL.

UYARDIM DERİM.

İyi okumalar!

🌙

Kan.

Zihnimde. Ellerimde. Gözlerimi yumduğumda bile gözkapaklarımın arkasında.

Temiz ellerime bakınca bile kanı görebiliyordum. Yüzümü yıkamama rağmen yüzüme sıçrayan kan damlaları hâlâ yerindeymiş gibi hissediyordum. Tırnaklarımın arasını temizlemiş, tırnaklarımı kesmiştim. Bulabildiğim tüm kokuları küvete boşaltmış ve hepsinin tenime işlemesine izin vermiştim. Kan kokusunu baskılamaya çalışmıştım. Tüm bu çabalarıma rağmen boşa kürek çekmiş gibi hissediyordum. Kanın kokusu, verdiği his ve görüntüsü kaybolmayacak gibiydi.

Graywc tüm bunları hak ediyordu. Dün iki saat boyunca onu delik deşik etmiş, daha sonra Ragnor'un onu iyileştirmesini sağlamıştım. Çığlıkları hâlâ kulaklarımda yankılanıyordu. Benim büyüğümdü. Nora ve Cyneita'nın ustasıydı. Buna rağmen ona çığlık attırmak midemin bulanmasına neden oluyordu. Kaderin oyunu- hayır, hayır, kendi oyunları yüzünden bu çığlıkları hak ediyordu. Burada kısılıp kalmayı ve bu acıları çekmeyi kendi tercih etmişti.

Bunu Ragnor'un önünde yapmadan önce tereddüt etmiştim. Bana anlattıkları aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Boynuna bıçaklar dayamışlardı. Kan kaybından bayılana kadar beklemişler ve ardından onu tekrar iyileştirmişlerdi. Boynunu defalarca kesip biçerken sorular sormuşlardı. Onun önünde bir başkasına işkence yapmak benim için zor olmuştu. Üstelik nasıl yapacağımı bile bilmiyordum. Sadece hassas, canını yakacak kısımlarını kesmeye özen gösterirken bağırarak sorularımı soruyordum. Ragnor'un gözlerine iki saat boyunca bakamamıştım.

Bıçakları ellerimden bırakıp nefes nefese ayağa kalktığımda çenemi tutarak beni kendisine bakmaya zorlamıştı. Gözlerinde nefret yoktu. Herhangi bir acı yoktu. Sadece kendi yansımamı görebilmiştim gözlerinde. Bu ifade omuzlarımdan büyük bir yükü almış gibi hissetmiştim. Ona bakarken nefes alış verişlerim hızlanmıştı. Sanki iki saattir vicdan azabım yüzünden boğuluyor gibi hissetmiştim.

Şimdi ise bıraktığım işi kaldığım yerden devam ettirmeye gidiyordum. Graywc'ın gücünü konuşacak kadar toparladığını ummaktan başka şansım yoktu. Nora onun beslenmesine pek dikkat etmediğini söylemişti. Bunu söylerken yüzünde hiçbir duygu ifadesi yoktu. Elini havada sallamış ve uzun zamandır aç olmuş olabileceğini söylemişti. Bu işi nasıl yapacağımı bilmediğimden ona kendi etini yedirmemin işkenceye dâhil olup olmayacağını düşünmeye başlamıştım. Ardından bu fikir midemi bulandırmıştı.

Koridordaki sessiz adımlarıma başkasının adımları eklendiğinde kafamı havaya diktim ve çenemi kaldırdım. Gözlerimi gittikçe yaklaştığım koridor dönüş kısmından ayırmadı. Sessizce yere değen dokunuşlardan kısaca kimin geldiğini hesapladım. Kesha'yla birbirimize katlanmakla geçen birkaç saatimiz işe yaramıştı. Söylediği gibi hepsinin yere basarken ki ilk davranışları ve bedenlerinin ağırlıklarının yönelimi farklıydı. İşitme rünüme olduğu kadar dokunma rünüme de odaklanıyordum. Böylece koridordaki karanlık ya da ışık tenimin bir parçasıymış gibi havayı yerip geçen adımını hissedebiliyordum. Kesha kendisinin bunu büyü izi kullanarak yaptığını söylemişti. Yani hem dansçı, hem ışıkkıran hem de septikti. Işığı kullanmada benden daha iyi oluşu sinirlerimi bozmaya yetiyordu.

GECE DANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin