GECE DANSI

Bölüm 56: Kraliçenin Halkı

SINIR: 2000 yorum.

ÖNCEKİ BÖLÜMLERDEN GELENLER SPOİLER ALMADAN GERİYE GİTSİN. 3 bölüm uzunluğunda bir bölüm oldu bu. Beklentinizi arşa çıkarabilirsiniz :3 Bölüm adı spoiler olmasın diye bunu koydum. Ehehehe. Ben... Ben heyecanlandım. Çok.

Medya: Mini boy Eleta.

[Evet, en harikası olabilir,
En iyisi olabilirsin
Dünya'yı yenebilirsin
Savaşı kazanabilirsin
Tanrı'yla konuşabilir, gidip kapısını çalabilirsin
Ellerini havaya kaldırabilir,
Saatleri yenebilirsin
Bir dağı oynatabilir,
Kayaları parçalayabilirsin
Şans için bekleme,
Kendini ada ve kendini bulacaksın

Efsaneler geçidinde dururken
Dünya senin adını bilecek
Çünkü sen en parlak ateşe sahipsin
Ve Dünya senin adını bilecek
Ve sen efsaneler geçidinde olacaksın

Mesafeyi kat edebilir,
Mili koşabilirsin
Bir gülümsemeyle direk cehenneme yürüyebilir,
Kahraman olabilirsin
Altını alabilir,
Kırabileceğini tahmin edemeyeceğin bütün rekorları kırabilirsin

İnsanların için yap
Gururun için yap
Hiç denemezsen hiç bilemeyeceksin
Ülken için yap
Adın için yap
Çünkü bir gün olacak

Efsaneler geçidinde dururken
Ve Dünya senin adını bilecek
Çünkü sen en parlak ateşe sahipsin
Ve Dünya senin adını bilecek
Ve sen efsaneler geçidinde olacaksın

Şampiyon ol
Şampiyon ol
Şampiyon ol
Şampiyon ol
Çünkü sen efsaneler geçidine aitsin]

Rüya başladığında açacağınız şarkı:

(Bir dahaki bölümü tamamıyla bu şarkıyla dinleyeceğinizden sözleri şimdi bırakmıyorum.)

İyi okumalar ♥

🌙

Bıçağı elimde çevirirken gözlerimi kısıp sivri kısmından yansıyan ışığa odaklandım.

Bıçağın ağırlığı elime göreydi fakat Ragnor'un kara bıçaklarına o kadar alışmıştım ki bu bıçak beni rahatsız ediyordu. Onun bıçaklarında ışığın yansıma şansı yoktu. Bir an var olup ardından hiç var olmamış gibi yok olmak üzere yaratılmış bıçaklara benziyordu onunkiler. Bu bıçak ise varlığını herkesin gözüne sokmak için tasarlanmış, sıradan bir bıçaktı. Ağırlığı ve tasarımı ne kadar harika olsa da fazla göze batıyordu.

"Bıçakla bakışmaya devam edecek misin?" diye sordu Mena. Gözlerimi bıçaktan ayırıp derin bir nefes aldım. Arkadaşımın yüzünde gözlerimi gezdirdim. Uykusu ve yorgunluğu kendini iri gözlerinin altında beliren çizgilerden belli ediyordu. Az önce uyandığı kâbusu yüzünden asabiydi.

Çığlıklarını duyduğum an kendimi onun yanında bulmuştum. Ragnor henüz dönmemişti. Dolayısıyla odamda da yoktu ve Mena'nın çığlıklarını duymamıştı. Çığlığı o denli boğazını parçalayarak çıkmıştı ki sarayın herhangi bir yerinde olan bir insan bile onu duyabilirdi. Yine de yanına tek giden ben olmuştum. Ona dakikalarca gördüklerinin rüya olduğunu, geçtiğini ve artık güvende olduğunu anlatmıştım. Gözleri açık, derin nefesler alıp verirken odayı değil, geçmişindeki kâbusu görüyor gibiydi.