Bölüm 24: Kehanet

7.3K 1.3K 1.2K
                                    

Sınır: 200 vote, 700 yorum. Medyadaki müzikle okuyabilirsiniz. İyi okumalar!

🌙

Mena'nın söylediği cümleyle birlikte Azizel, zihnimin derinliklerinden çıktı.

Bir şekilde pür dikkat Mena'nın anlatacaklarına odaklandığını hissedebiliyordum. Ölümsüzlük kelimesine tepki vermesini, bildiğini söylemesini beklemiştim fakat Azizel sadece susuyordu. Gözlerimi Ragnor'a çevirdiğimde göz göze geldik. Genelde üçümüz konuşurken bir şeyi bilmeyen taraf sadece ben oluyordum. Ragnor'un da benimle aynı durumda olması şaşırtıcıydı. Gözlerinde oynaşan belirsiz gölgeler Ragnor'un içini bana döküyordu.

Gözlerimi tekrar Mena'ya çevirdim. "En başından anlatacağım." diye mırıldandı Mena. Kıvırcık saçlarından yüzüne gelenleri kulağının arkasına sıkıştırmaya çalışırken yüzünü buruşturdu. Kafasını kaldırıp bana baktı. "Gölge Krallığa geldiğimizde bana sınırlardaki insanların zehirlenmediğini, bilerek takipçilere dönüştürüldüğünü söyledin." Kafamı sallayarak onu onayladım. Öleceğimi düşündüğüm için bu bilgiyi kullanabilecek bir arkadaşıma söylemek istemiştim.

Mena iç geçirdi. "İlk dediğinde bunu neden yaptıklarına bir türlü anlam verememiştim." diye itiraf etti. "Fakat Kral eğitim merkezine geldiğinde ve senin... Senin karanlığın ortaya çıktığında bazı şeyleri anlamaya başladım. Denatriler gerçekti. Gözümle gördüğüm için buna artık kesinlikle inanıyordum. Böylece araştırmam başladı."

Alt dudağını hafifçe ısırıp boğazını temizledi. "Mezun olduktan sonra, bir işe kabul edilmeden önce sınırlarda uzun süre gezdim. Bazen Gölge Krallığa geçiyor, bazen de kendi tarafımızda dolanıyordum. Luxyna mevsimi bitmek üzereydi. Yakında ışığın, karanlığa olan üstünlüğü bitecekti ve karanlık bizim sınırlarımızda biraz olsun ilerleyecekti." Kafasını kaldırıp iç geçirdi. "Ve karanlık bizim sınırlarımıza ilerlediğinde insanlar evlerine kapandı. Görmeye çalışarak bekledim fakat karanlıkta tam olarak göremiyordum. Yine de birilerinin geldiğini gördüm. Ardından çığlıklar yükseldi. Beni de sınır köyünden sanıp ele geçirebilirlerdi. Üstelik karanlıkta tamamen güçsüzdüm. İki tane ışık bombam bile beni onlardan kurtaramazdı."

Benim cesur, iyi yürekli arkadaşım. Gerçekten yapmıştı. İnsanlara ne olduğunu çözmeye çalışmıştı. "Yürekli kızmış." diye seslendi Azizel yumuşak bir sesle. Mena gözlerini ellerine indirirken dilini alt dudağının üzerinde dolaştırdı. "Bu yüzden septiklerden kaçtım. Edindiğim ilk bilgi, senin de bana söylediğin gibi sınırlardaki insanların zehirlenmediğiydi. Bilerek öldürülüyor ya da takipçilere dönüştürülüyorlardı. Ama Krallar bunu neden yapmak istiyordu? Takipçiler askeri güç olarak bir güce sahip değildi. Sadece emredileni yerine getiren basit yaratıklar oluyorlardı. Daha fazla takipçi elde etmek onun neyine yarayacaktı?"

Mena'ya asıl amaçlarının Denatri elde etmek olduğunu söylemek için dudaklarımı araladım fakat gerisingeri kapattım. Mena bu bilgiye ulaşmış olabilirdi. En iyisi onun sözünü bitirmesini beklemekti. Yaptıklarına, öğrendiklerine ve anlattığı her kelimeye saygım vardı. 

"Brister olarak merkez kütüphanede işe girdiğimde elimdeki kaynaklar büyüdü. Fakat öğrenmem gereken şeyler kütüphanenin normal kısmında değil, yasaklı olan bölümdeydi. Oraya ise girilmesi de adı gibi yasaktı. Bunu engelleyen uyarıcı büyüler vardı." Gözlerini ikimiz arasında çevirirken, "Büyüleri kırmak için Işıkkıran eğitimi almaya başladım fakat bu sadece vakit kaybetmeme neden oluyordu. Bir şekilde ise... Vaktimin olmadığını hissediyordum. Sanki bir şeyler değişmek üzereydi." dedi boğuk bir sesle.

GECE DANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin