Bölüm 13: Karanlığın Kabulü

13K 1.5K 2.7K
                                    

BÖLÜM SINIRI:Bu bölüme 1500 yorum gelir mi :') Bölüm 7 bölüm uzunluğunda. Bence önce okuyun, sonra yorum yapın. Bomba gibi bir bölüm oldu, benden söylemesi ^^ İyi okumalar.

🌙

Hafif ıslak saçlarımdan tarağı geçirirken gergindim.

Tüm gün antrenman yapmıştım. Aldığım son seviye hız rünlerine kolay uyum sağlayamamıştım. Hâlâ hızımı tam olarak kestiremiyordum. Duyu rünleri hariç diğer rünlerin belirgin bir varlığını hissetmemiştim dolayısıyla sadece hız rünlerim üzerinde bolca pratik yapma şansım olmuştu. Antrenman bittiğinde o kadar çalışmam yetmiyormuş gibi stresten uyuyamamıştım. Kollarımda hafif biz sızlama vardı ve boynum ağrıyordu. Bacaklarım yaptığım koşulardan sapasağlam ve ağrısız çıkmıştı. Yine de uykum vardı. Bunun performansımı düşürmesinden korkuyordum. Ne de olsa beni rünsüz, sadece koşarak yenen bir adamla dans edecektim. Tüm gücünü, benim aksime, tam anlamıyla kullanabilen bir Denatri ile.

Azizel de odama döneli beri pek yardımcı olmuyordu. Banyo yaparken üstümde bulunmasından rahatsız olduğum için onu üzerimden atmış ve yarım saatlik bir içsel huzura kavuşmuştum. Fakat eğitmenlik yapmasına ihtiyacım vardı ve bu da şuan belimde olmasının tek nedeniydi.

Gerçi yarım saattir yaptığı şey eğitmenlik değildi.

Muhtemelen ölü olan babam yerine kendini koyuyor, durmak bilmeden konuşuyordu. 'Bak, bıktığını biliyorum ama rezil bir hareketti.' diye seslendi Azizel iğneleyici bir şekilde. Aynada kıpkırmızı suratımla bakışıp yanaklarımı şişirdim. Tarağı dolaba koyup dolabın kapağını kapattım. Dolabın önünde dikilmeye devam ederken ellerimi yanaklarıma bastırdım. Banyoda tüm vücudum için büyük bir arınma töreni yaptıktan sonra dansı hatırlama rağmen mutlu olmuştum. Azizel bu mutluluğu sönüdürüyordu. "Kes şunu!" diye inledim. "İki saattir aynı şeyi söyleyip duruyorsun!" Keşke onu üstümden atabilseydim.

Bu düşüncemi duyması işleri her zaman daha da kötüleştiriyordu. 'İşin düşünce Azizel çok yalnızım dersin.' diye seslendi zihnime doğru. Ölü ruhun sesindeki öfkeyi sezebiliyordum. Zihnimi ağlamaya benzer korkunç sesler doldururken gözlerimi yumup ellerimi yanaklarıma daha da bastırdım. Çıkardığı sesin benim ağlamama benzediğini iddia bile edemezdi. Ben böyle ağlamıyordum. 'Keyfine esmeyince de Azizel'i üstümden bir atsam, diyorsun. Nesin kızım sen? Sal beni de ruh eşimin kafasında yaşayayım. Denatri çeliğinin içindeyim diye bu kadar hor kullanılmak da olmaz.'

Sesi gerçekten sinirli geliyordu. İç çekip ellerimi yüzümden çektim ve banyodan çıktım. Banyonun kapasını tekmeleyerek kapattım.Uzun adımlarla yatağa doğru yürüdüm ve zıplayarak kendimi tüllerle çevrelenmiş harika yumuşaklıktaki yatağıma bıraktım. Azizel'in dediklerini düşündüğümde haklı olduğunu görebiliyordum. Konuşabileceği üç kişi vardı. Biri Ragnor'du. Ragnor'un elinde onu hiç görmemiştim. Büyük ihtimalle zihni çoğunlukla Nora'nın kafasının içindeydi. Ben ise işime geldiğimde onunla konuşmak istiyordum. Gözlerimi yatağın tavanına diktim. Tüller odayı dolduran tatlı esintilerle kıpırdanıyordu.

"Azizel." dedim ciddi bir sesle. "Benim için değerlisin. Yemin ederim. Bazen bir şey duyduğumda, düşündüğümde ya da yaptığımda senin tepkini arar oluyorum. Varlığına alıştım, varlığını seviyorum. Tıpkı Büyü Öncesi Dünya'daki mistik melekler gibi zihnimi en doğru tarafa doğru itikliyorsun. Sen olmazsan ayağa kalkamazdım. Sen olmazsan düşüncelerimi toplayamazdım. Biraz olsun güçlüysem, bunu elime zorla tutuşturup ayağa kalkmam için kafamda dikilen sensin. Bunun için bir bedene ihtiyacın yok. Ruhun ruhumu eğitiyor." Duraksadım. "Ölümcül olduğunu bildiğin bir silah üzerindeki pası inatla soymaya çalışıyorsun."

GECE DANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin