SINIR: 1500 YORUM
Herkese selam! Çok özledim sizi- gözlerden kalp fışkırır
Medya: Gölge Krallık merkezi: Nyx. Sarayın olduğu yer.
Medyadaki şarkının çevirisini aşağıya bırakıyorum.
[Soğuk kemikler, evet bu benim aşkım
Saklanıyor, bir hayalet gibi
Aynı şekilde kanadığımızı biliyor mu?
Ağlamak istemiyorum ama bu şekilde yaralandımSoğuk çarşaflar, aşkım nerede?
Yüksekte arıyorum, gece ise aşağıda
Aynı şekilde kanadığımızı biliyor mu?
Ağlamak istemiyorum ama bu şekilde yaralandımKaçtı mı? Kaçtı mı? Bilmiyorum.
Eğer kaçtıysa, eğer kaçtıysa, eve geri dön.
Sadece eve geri dön.Bir korkum var, kanımda
Bulutlara karışmıştı, yükseklerde.
Eğer sen kanarsan ben de aynı şekilde kanarım
Eğer korkarsan, yoldayımKaçtın mı? Kaçtın mı? Bilmeme gerek yok.
Eğer kaçtıysan, eğer kaçtıysan, eve geri dön.
Sadece eve geri dön.]İyi okumalar!
🌙
Kapı açtığımızda meydandaki kalabalıktan eser kalmamıştı.
Işıktan bir fırtınanın içinde, karanlık şehirlerin yanından esip geçerken acı bir farkındalıkla meydanda dikilenlerin gerçek olmadığını fark ettim. Kıpırdamadan durmuşlardı çünkü sadece bir yanılsamaydılar. Sergio onun tekniğini kullandığımı söylemişti ve buna sinirlenmişti. O zaman ne dediğini tam olarak idrak edememiştim fakat şimdi anlıyordum. O kalabalığı o yaratmıştı. Bizimle dalga geçmişti. Kedinin fareyle oynadığı gibi bizimle oynamıştı. Kapana kısılmış gibi hissetmemizi sağlamıştı. Aslında tüm bu büyüleri yapan oydu.
Kendimi yere devrilecekmiş gibi hissediyordum. Şehirlerin üzerinden geçerken bir rüzgâr gibiydim fakat şehirleri üşütmüyordum. Tam tersi, ben üşüyordum. Bedenim hafifçe titriyor, dudaklarımdan dökülen nefesim bile titriyor gibiydi. Ragnor gitmişti.
Kesha'nın bir kolu omuzlarıma dolanmıştı. Yüzünde ketum bir ifade vardı. Saçları, etrafımızdaki ışığın etkisiyle alev alev görünüyordu. Gözleri de öyle. Öfkesini, üzüntüsünü, hissettiği her şeyi hissedebiliyordum. Onu hiç bu kadar iyi anladığım olmamıştı. Beni bu durumda en iyi anlayabilecek kişinin o olduğunu daha önce hiç düşünmemiştim.
Ragnor gitmişti.
Yaşananların gerçek olmadığında kendimi inandırmak istiyordum. Kelimelerle ifade etsem bile buna inanamıyordum. O benim gözümde yenilmezdi. Güçlüydü. Dizleri üzerine çöktüğünü görmemiştim. Daha önce kendi için korktuğunu görmemiştim. Pelerini arkasından dalgalanırken o benim için her şeydi. Birkaç saat öncesinde kalmış dokunuşlarını tenimde hissedebiliyordum.
Kim olduğunu kabul etmiştim. Geçmişimizi öğrenmiştim. Her şey güzel olmalıydı. Onun pelerinini sırtıma geçirip ellerimi kan içinde bırakmamalıydım. Saraya dönmeliydim. Rewna'nın ve Sergio'nun yapacaklarını umursamadan bunu yapmalıydım.
Sergio onu zehirlemişti. Bu bir düşünce, fikir ya da plan değildi. Gerçekti. Beni tehdit etmiş, adadan çekip çıkarmıştı. Rewna, Nora'ya yalan söylemişti. Ben... Ben yapmıştım. Benim dudaklarım ona değdiğinde dizlerinin üzerinde çökeceği o zamana imzamı atmıştım. O an yaptığım şey aslında Mena ve Ragnor arasında bir seçim yapmak mıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE DANSI
Fantasy❝Karanlık çöktüğünde parlayan tek yıldız benim. Ben, sonsuz ışığın başladığı yerim.❞ Eleta tanıdığı bütün kişiler tarafından yalanlarla kandırılmıştı. Hiçbiri bunu onun kötülüğü için yapmamıştı fakat ihanetin acısının alevi bir türlü içinde sönmüyo...