Bölüm 62: Anka

4.8K 903 2.5K
                                    

SINIR: 2000 YORUM

Herkese selam! Çok heyecanlıyım. Burayı heyecandan atlayanlar lütfen bölüm sonu gelsin. Bölümdeki şarkı çok güzel.

Medyadaki şarkının sözlerini aşağıya bırakıyorum. Birçok kısmı farklı karakterleri anlatıyor. Yorum bırakırsanız çok sevinirim.

[Aklımın içinde olanlardan korktum,

Ruhumun içinde olanlardan.

Sanki koşuyor ama nereye gittiğimi bilmiyor gibiyim.

Korku beni boğuyor,

Nefes alamıyorum...

Boğuluyor gibi hissediyorum, daha da derine batıyorum

Beyaz ışıklar kırmızıya döner

Ben ölüler şehrine girerken

Hükümran, görkemli majesteleri...

Herkesin kurtarıcısı olan görkemli majesteleri,

Beni de kurtar, ey iyiliğin kaynağı

Beni de kurtar, ey iyiliğin kaynağı

Damarlarımda yandığını hissediyorum

Beni delirtiyor

Hararetleniyor, kendimden geçiyorum

Anılar gözümün önünden geçiyor

Vaktimi kaybediyorum

Zehir beni öldürüyor, ele geçiriyor

Nasıl da kalpler korkuyla çarpacak...

Hükümdar gökten yere indiğinde,

Nasıl da kalpler korkuyla çarpacak...

Hükümdar gökten yere indiğinde,

Lanetlenmiş, her yerde nefret edilmiş,

Herkes tarafından, sonsuza dek]

İyi okumalar!

🌙

Duyu rünlerime odaklandım. 

Önce iki muhafız da yerinden kıpırdamadı. Ardından mantıklı olanı içeriye doğru geçmek üzere hareketlendi. "Lütfen bekleyin," derken sesinde ufak bir titreme vardı. Yine de onun cesaretini ve soğukkanlılığını içten içe tebrik ettim. "Zubao, onu zincirle."

"Ama o-"

"Onu zincirle," diye tekrarladı akıllı olan. Kapının kapanış sesini duydum. Kalan ahmağın titreye titreye bana yaklaştığını fark ettim. Onu ürkütmemek için kıpırtısız bir şekilde durdum ve işini halletmesini bekledim.

Bileklerime en son zincirler geçirildiğinde bir zindandaydım. 

Büyüyle alev almış parmakların ardında, girintili çıkıntılı taşın üstünde yatıyordum. Kaç gündür yemek yemediğimi sayamaz hale gelmiştim. O zaman bileğime dolanmış zincirlerin varlığı keskin ve ağırdı. 

GECE DANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin