SINIR: 2000 YORUM
Bu bölüm ve özellikle bir sonraki bölüm için beklentinizi arttırabilirsiniz. Önceki bölümden de uzun, altmış sayfa civarı olan bölümüze merhaba deyin! İki günde yazdım, yazım hataları olduysa beynimin yanmasındandır, affedin. Bölümün çoğunluğunu medyadaki şarkıyla yazdım. Bir kısmını ise aşağıya bırakacağım şarkıyla. İkisinden birini dinleyebilirsiniz.
[Karşıya geç...
Ve dön...
Işığı hisset...
Yakmasına izin verme.
Hepimiz muhtacız.
Hepimiz hasret çekiyoruz.
Narin davran,
Acımasız olma.
Ninni...
Seni ağlatmaması gerekmez miydi?
Sana söylemek istediğim kelimeleri dile getirdim.
Dile getirdim, dile getirdim, dile getirdim.
Dile getirdim.]
İyi okumalar ♥
🌙
Farkındalığın acısı sarsıcıydı.
Bedenimi hissedebilmek için tam şuan birçok şey feda etmeye hazırdım. Ağlamak istiyordum. Çığlık atmak istiyordum. Küçük Eleta'nın, Morau'nun, kafasını tutup oğlana çevirmek ve onu daha fazla incelemesini sağlamak istiyordum. Ona yardım edebilirdi. Onunla konuşabilirdi. Daha çok konuşmasını, yanından ayrılmamasını ve ona sarılmasını istiyordum.
Acı, geçmişin sayfalarına damlayan fakat orada yazılanları değiştiremeyecek kara bir mürekkep gibi ruhumdaki parşömene yayıldı. Hissedemediğim bedenimin soluduğu her nefes zehirmiş gibi hissettim. Anılarımın içinden koşarak çıkmak, geriye bakmamak ve de bakmak istedim. Ragnor'un çocukluğunu dinlemek ve unutmak istedim. O kadar acı vericiydi ki kaçmakla yüzleşmek arasında kaldım. Tüm bunlara rağmen kaçamayacağımı biliyordum. Uzun bir uykudaydım ve tüm bunlarla yüzleşmek zorundaydım.
Nora'nın gözü ikisinin de üzerinde olduğu için gözlerimi oğlana çevirebildim.
İleriye doğru bir adım attım. Gerçek olmayan bedenimle, hayali bir adım. Ardından bir tane daha. Yavaşça oğlanın, henüz bir isme sahip olmayan Ragnor'un, önünde diz çöktüm. Gözlerim birbirine girmiş saçlarında dolaştı. Bu sokaklara göre çok temizdi. Parmaklarımı defalarca saçlarının arasında geçirmiştim ama şimdi bunu yapmam imkânsızdı.
Göğsümde buradaki varlığımı acı içinde titreten bir his vardı. Daha önce geçmişimi gördüğümde hiç bu denli acıyı hissetmemiştim. Şimdi ise biliyordum, bu acı geçmişimde Nora'nın ya da benim çektiğim acı değildi.
Şimdi acı çekiyordum.
Elimi havaya kaldırdım. Parmaklarım ışığın ve karanlığın birbirine karıştığı tuhaf bir şekilden ibaretti. Elimi yavaşça oğlanın saçlarının üstüne koydum. Nasıl hissettireceğini biliyordum. Soğuk, parmaklarımın arasından ipek gibi akan tutamlara sahipti. Bu oğlan büyümüştü ve ben ellerimi defalarca onun saçlarından kaybetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE DANSI
Fantasy❝Karanlık çöktüğünde parlayan tek yıldız benim. Ben, sonsuz ışığın başladığı yerim.❞ Eleta tanıdığı bütün kişiler tarafından yalanlarla kandırılmıştı. Hiçbiri bunu onun kötülüğü için yapmamıştı fakat ihanetin acısının alevi bir türlü içinde sönmüyo...