Bölüm 19: Kurtuluş

6.9K 1.3K 1.3K
                                    

Yorum atmayı unutmayın ve... BÖLÜM SONUNDA HERKESİN GÖRMESİ GEREKEN ÇİZİMLER VAR! 

🌙

Kesha'nın bileğini sıkıca kavrayan parmaklarımı Nora'nın sarayında belirene kadar bollaştırmadım.

Beni doğru yere getirdiğinden emin olmak için oturma odasından koridora çıkıp koridoru kontrol ettim. Toplantı odası olarak kullandıkları odadan hâlâ alevlerin çıtırtısını duyabiliyordum. Ateş saatlerdir yanıyordu ve hiç sönmemesinden işin ucunda büyünün olduğundan emindim. Odanın kapısının kolunu kavrayıp sertçe kapatırken tek düşündüğüm antrenman salonuna gitmekti.

Rhan'ı görmüştüm. Bu cümle aklımda sürekli tekrarlıyordu. Bu cümlenin gerçekleştiğini düşünmek bile beni şaşırtıyordu. Bir gün önce bana öylesine uzakken onu bulmuş ve dokunabilmiştim. Güçlerimiz dengelendiği için içimde bir yerlerdeki ağırlık yok olmuştu. Sanki onsuzluk ve ona dokunmayınca oluşan güç dengesizliği bana asabiyet katıyordu. Kesha'yla dansımızdan önceki halimle şuan arasında çok fark vardı. Uysal bir kedi gibiydim. Rahatlamıştım. Tabii karşımdaki kişiye göre olacağım kedinin türü değişiklik gösterebilirdi.

"Eleta," diye seslendi bir ses. Nora'nın sesinin odanın içinden gelmesine şaşırırken kapattığım kapıya kaçamak bir bakış attım. "Derhal içeriye gel." diye seslendiğinde iç geçirip kapıyı açtım. Bir parçam Denatri olduğumu diretip kafa tutmak istese de hâlâ evinde misafirken bunu yapamazdım. Bedenimi kapının arasından geçirdim.

Odanın içine girerken Nora ve Kesha'yı kısaca süzdüm. Kesha'nın yüzü kan içindeydi ve yüzünde oluşan yaralardan kan akmaya devam ediyordu. Bu ona yakışmıştı. Kan kızıl- turuncu saçlarıyla mükemmel bir uyum içindeydi. Bu kanı yüzüne bulaştıranın ben olduğunu bilmek beni zevkten dört köşe ediyordu. Dik dik bakmama rağmen bakışlarını bana çevirmediğinde dişlerimi sıkıp gözlerini Nora'ya çevirdim. Bu sırada loş ışıktan ışığı toplarken ışığı boynuma doğru yönlendirdim. Yara tamamen kapanmaya yüz tutarken gözlerimi Nora'dan ayırmadım.

Nora'nın boynumdaki kesiği fark etmesini sağladım.

Nora'nın üzerinde siyah bir elbise vardı. Belindeki bir şeritlik boşluk rünleri açıkta bırakıyordu ve rünlerinin kemer gibi görünmesine yol açıyordu. Nora'yı pek tanımıyordum fakat yüzünde belli belirsiz öfkenin dolaştığına yemin edebilirdim. Bu öfkenin Ragnor'un tehlikeye atılmasıyla alakalı olmadığını da biliyordum. Kesha'nın ne yapmaya çalıştığının anlamıştı.

"Bir Denatri'ye emir veremezsin." dedim sert bir şekilde. O kadar rahatlamıştım ki beynim pamuklar içinde bulutların üzerine uçuyordu. Ragnor'u biraz taklit etsem sakıncası olmazdı herhalde.

Oldu.

Nora'nın düz kaşlarından biri havaya fırlayıp kaşa kavis kazandırırken, "Veririm." dedi düz bir şekilde. Sesindeki öfke kendini belli ederken kafasını öne doğru hafif bir şekilde eğdi. Bedenini tamamen bana çevirirken, "Sen benim krallığımda şuan sadece misafirsin." diye ekledi. Ah, bu cümle aklımdan geçmişti. Bitmeyen misafirliğin gereksiz bir parçası gibiydim. "Ve bana fazla diklenirsen Ragnor'un diretmesini umursamadan seni kapı dışarı ederim. Otoriteme karşı gelmeyi deneme bile." Gerçekleştiremeyeceğini düşündüğüm tehdidini umursamadan öylece dikilmeye devam ettim.

Ragnor'un gerçek kimliğini tanıdıktan sonra fark ettiğim şeylerden biri de inatçı olduğuydu. Beni burada tutmak istiyorsa, ne pahasına olursa olsun tutardı. Tabii bu inadı Nora'dan almadıysa.

GECE DANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin