Medya: Ragnor. (Ragnor voteye basın diyor)
🌙
Bir süre öylece kaldıktan sonra kollarımı Nora'dan ayırdım.
Geri çekilirken yüzüne kaçamak bir bakış attım ama bu kadının ne hissettiğini anlamak mümkün değildi. Ve sık sık sarılan biri gibi de gözükmüyordu. Tek yapabileceğim şey rahatsız olmamasını ummaktı. Dudaklarımı birbirine bastırdım. Azizel zihnimde tekrar sessizleşirken ayağa kalkıp masanın diğer tarafına oturdum.
Gözlerimi zar zor Nora'nın yeşili karanlıkta yakılmış gözlerine çevirirken hem biraz olsun rahatlamıştım hem de gergindim. "Eski odamın yanmasının nedenini biliyorum." dedim tek seferde. Nora dirseğini masaya yaslayıp avucunu yanağına dayadı. Devam etmemi bekliyor gibiydi. "Rhan'la aramızda olan bağ birden, kendiliğinden görünür hale geldi. Her tarafa ışıklar saçarak etrafımı tamamen çevreledi ve yanmaya başladı." İçimde bağın önceki yerine korkak bir şekilde uzanıp bağı kavradım. Gözlerimi göğsüme indirdim fakat alıştığım o ışıktan oluşan kalın bir halatı andıran bağ şekillenmedi.
"Bağı göremiyorum." diye fısıldadım çaresiz bir şekilde. "Sanki o ateşler odayı değil, bağı yaktı. Sanki ona uzanmam her şeyden daha zor." Gözlerimi tekrar Nora'ya çevirdiğimde ince, düz kaşlarının çatıldığını gördüm.
"Yıllar boyunca büyü üzerinde çalıştım Eleta." dedi şüpheli bir sesle. "Azizel'le aramdaki bağı anlamak için de ruh eşi bağını epeyce inceledim. Bu bağı araştırmaya hatırı sayılır bir vakit ayırdım." Kafasını iyice avucuna yasladı. "Bu bağı yok edecek herhangi bir güç tanımıyorum. Bu bağı yok edecek herhangi bir gücün de olduğunu sanmıyorum. Yine de ulaşabildiğim bütün kaynakları tarayacağım. Kral'ın ne yapmaya çalıştığı belli olmaz."
Kafamı sallayıp onu onayladım. "Bir terslik olduğuna eminim." dedim keskin bir sesle. "Sadece tersliğin ne olduğunu bilmiyorum." Nora elini yanağından ayırıp ellerini masanın üzerinde birleştirdi. "Ruh eşinden konu açılmışken... Onunla görüşüyoruz." dedi Nora.
Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken boğazımdaki nefesin takılı kaldığını hissettim. Nora gözlerime dikkatle bakarken ne hissettiğimi okumaya çalışıyormuş gibiydi. "Buraya mı geliyor?" diye sordum tuhaf bir sesle. "Neden daha önce demediniz? Onu görmek istiyorum."
Rhan sanki ruhumun en derinlerine kök salmıştı. Varlığı o kadar tanıdıktı ki adını söylesem yanımda belirecek gibiydi. Fakat bu sözde yakınlığın yalan olduğunu farkındaydım. Ruh ikizim aynı zamanda ulaşamayacağım kadar uzaktı. Onu görmem imkansızdı. Aramızda denizler, adalar ve krallıklar vardı. Aramızda benim biriktirdiğim hayal kırıklıkları ve canımın kırılan parçaları vardı.
Nora ne hissettiğimi anlıyormuş gibiydi. Sanki aynı şeyi zihnimde kısılı kalmış ruh için de hissetmişti. Ruhum, onun ruhuna yansımıştı. Sanki Nora ile aramda bir ayna vardı. Onu anlayabiliyordum. O da beni anlıyordu. Arenos kafasının içindeydi fakat ona ulaşamıyordu.
Çok yakındı ama çok uzaktı.
Gözlerini uzun süre gözlerime diktikten sonra boğazını temizledi. "Güz Krallıkta bir numaralı kaçaksın. Başına yüzlerce rest ödül koyuldu. Kaçaklarla ikinci ordu ilgileniyor fakat ilave olarak Rhan ve ordusuna da seni bulma emri verildi. Üçüncü ordu ve ikinci ordu seni arıyor. Hem de sandığın kadar basit bir şekilde değil."
Elini boynuna getirip yorulmuş bir edayla boynunu sıvazladı. "Açtığımız her kapı, ışığı ya da karanlığı kullandığımız her an geride kişiye özel bir büyü izi bırakır. Belli belirsiz, orada önceden bulunduğunu belirten bir ruh işareti olarak düşünebilirsin. Gözle görülemez fakat gerekli rün ve tılsımlarla ayırt edilir. Bu konuda uzman olanlara Arayıcı denir. Diğer adıyla Septik."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE DANSI
Fantasy❝Karanlık çöktüğünde parlayan tek yıldız benim. Ben, sonsuz ışığın başladığı yerim.❞ Eleta tanıdığı bütün kişiler tarafından yalanlarla kandırılmıştı. Hiçbiri bunu onun kötülüğü için yapmamıştı fakat ihanetin acısının alevi bir türlü içinde sönmüyo...