48. BÜYÜ

521 49 13
                                    


Şarkı; Rauf Faik, где солнца нет

-ANYA-

Derin bir nefes alıp verip hiçbir duygu belirtisi olmayan siyah gözlere baktım.

Neredeyse saatlerdir burada, spor salonundaydım ve bizim pratik yapabilmemiz için tasarlanmış, uzaktan bakıldığında tıpkı bir insana benzeyen robotu pratik yapabilmem için çağırmıştım.

Robot, geniş vücudu, bembeyaz teni, keskin yüz hatları ve kısa kahverengi saçlarıyla gerçektende bir insanı andırıyordu. Ama benim gibi onunla göz göze gelenler onun bomboş bakan gözlerinden bile insan olmadığını anlayabilirdi. Tabii ensesindeki paneli saymıyordum bile.

Amacım, gitme vakti gelene kadar pratik yapabilmek ve kafa dağıtmaktı. Hatta robotu çağırmadan önce de birkaç kez ok atmış, bıçakları oradan oraya savurmuştum. Şimdiyse canlıya daha yakın olan robotla yüzleşecektim.

Robot, metal elinde kavradığı hançerle bana doğru meydan okurcasına ilerlerken ellerimin arasındaki hançeri sımsıkı kavramıştım.

"Aptal robotcuk. Gel bakalım."

Robotun göğsünden mekanik sesler ve uğultular yükselirken bana doğru atağa geçmişti. Ama ben geriye giderken robotun tekrardan üzerime gelmesiyle eğilmiş olmasından yararlanarak hızımı ayarlayıp sıçradım ve üzerinden atlarken yere sağlam bir şekilde kondum.

"Gelsene, bak buradayım!"

Ah, tamam. Robot canlı olmasa bile kışkırtmaya bayılıyordum ve onun beni etkisiz hale getirmek için bu kadar uğraşması bana aşırı derecede haz veriyordu.

Robot birkaç başarısız atılmalarından sonra bir anlığına duruldu ve siyah gözleri mekanik bir ışıltıyla parlarken hızımı ayarlamaya çalıştım. Bir anlık boşluğunu yakalayıp üzerine kaplan edasıyla atıldığımda robotun sırtına doğru geçerek bacaklarımı etrafına dolayarak etkisiz hale getirmeye çalıştım.

Robot metal elleriyle beni savuşturmadan önce elimdeki hançerle boynunu hedef aldım. Aslında arkasında olduğum için rahatlıkla ensesindeki paneline dokunarak işine son verebilirdim. Ama bunun adil bir mücadele olmasını istiyordum. O yüzden robot beni ittiremeden hançeri boynuna doğru götürmeye çalıştım. Çalıştım çünkü tam hedefe ulaşacağım sırada robot beni yere devirmişti.

Spor salonunun zeminine popo üstü düşerken düşüşümün beni yavaşlatmasına izin vermeden doğrulmayı denedim ama çeneme yediğim darbeyle başımın geriye doğru çevrilmesiyle dudaklarımdan ufak çaplı bir inilti dökülmüştü.

"Senin o yapay derili, metalden kıçını tekmeleyeceğim!" diye âdeta kükrerken bu sefer ben onun çenesine doğru geçirmiştim. Tabii robotun derisiyle benimki bir olmadığı için elim hafifçe acımıştı ve doğrusu sızlayan çenemin ağrısına bir de elimin ağrısı katılması hiç iyi olmamıştı.

Robot darbemle geriye doğru giderken bu durumdan yararlanıp çevik bir şekilde üzerine çıktım ve bir yandan düşüşümün etkisiyle elimden düşen hançeri almaya çalıştım.

Ne yazık ki hançer alamayacağım kadar uzaktaydı ve hançeri alamadığımdan robotun elindeki almayı denemiştim. Bir yandan önüme düşen ve kollarıma dolanan uzun saçlarımı ittirip elinden kapmaya çalışırken o an robotun elini hareket ettirmesiyle hançerin sivri ucu, sağ elimin işaret parmağını boydan boya kesti ve parmağıma saplanan anlık keskin acıyla sağlam elimle eline vurdum.

Birkaç dakika önce robotun beceriksiz olacağını düşünürken çenemdeki ve parmağımdaki acı bu görüşüme darbe uygulamıştı. Ama yine de tüm bu nedenler beni onunla savaşmaktan alıkoyamazdı. Eninde sonunda onu etkisiz hale getirecektim.

MAVİ : Prensesin Sırrı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin