Şarkılar;
Rosie Carney& Lisa Hannigan, Thousand
Hauser,Nessun Dorma
İyi okumalarrrrr ^^
*
-LUCY-
Sesler geliyordu.
Önce yanıldığımı sanmıştım ama sesler gelmeye devam edince bu düşüncem yok olmuştu. Duyduğum seslerin tanıdık bir sese ait olduğunu fark edince de aslında rüya gördüğümü anlamıştım. Ses tanıdıktı ama bir türlü kim olduğunu çıkaramamıştım.
"Lucy!"
Tanıdık sesin bana seslendiğini işittim. Sesi epey uzaktan geliyordu ve ağlamaklıydı. Bu yüzden işlerin yolunda gitmediğini anlamıştım.
O an sesin kime ait olduğunu sorgulayabilirdim. Oysa tek yaptığım garip bir şekilde içimi saran korkulardan dolayı ağlamaya başlamamdı. Neler olduğunu bilmiyordum. Ve olanları algılamakta güçlük çekiyordum. Ama o ses tekrardan adımı söyledi.
"Lucy!"
Ben de sese karşılık vermek istedim ama sanki ağzımı bir şeyle bağlamışlar gibi sesimi çıkarmamıştım. Sonra da uzaktan gelen tanıdık sesi engelleyen ve oldukça yakınımdan gelen erkek sesini işittim. Sesinden çıkardığım şeyse orta yaşlarda bir adam olduğuydu.
"Onu bırakalım," demişti tok çıkan sesiyle. "Bir işimize yaramaz."
"Sen aptal mısın?" diye karşı çıkmıştı diğer adam. "Onu bırakırsak bize neler yaparlar, bilmiyor musun?"
Ses burada gittikçe silikleşmiş, başka bir noktaya doğru dikkatimin çekilmesine neden olmuştu. Sanki zihnimin içinden bir ışık belirmiş, odanın en karanlık noktasına yönelerek dizlerini karnına çekmiş küçük kıza odaklanmamı sağlamıştı.
Biraz daha dikkat kesildim. Aynı anda az önceki adamın sesini tekrardan duydum.
"O, kızın en yakın arkadaşı," demişti kendi kendine konuşurmuş gibi. Diğer adam araya girmişti.
"Peki diğer çocuğu ne yapacağız? Birbirleriyle ayrılmaz bir bütün gibiler."
"Ona gerek yok," diye cevap verdi kestirip atarak. "O işimizi zorlaştırmaktan başka bir şey yapmayacaktı."
Sesler bundan sonra bozuk bir yayın gibi kesilivermiş, sessizliğe gömülmüşlerdi.
İlk önce algılarıma saplanan rutubet kokularıyla nerede olduğumun bir kez daha farkına varmış, zihnimde yankılanan seslerden dolayı kötü bir kâbusun ardından uyanıyormuşum gibi nefes nefese ve ter içinde kalmıştım. Sonra da elimde sıktığım şeyin varlığını hissederek inlemiş ve avucumu açmıştım.
Cody'nin verdiği kalp şeklindeki yakut kolyeyi avuçlarımın içinde tuttuğumdan fark etmeden uyku sırasında iyice sıkıştırmış, kalbin etrafındaki gümüş çıkıntılardan dolayı avuç içimin kızarmasına neden olmuştum.
"Kahretsin," diye tıslamaya benzer şekilde inildedim ama kolyeyi avucumda tutmaya devam ettim. Bir yandan hayal meyal duyduğum seslere takılı kalmıştım.
O duyduğum sesler neydi?
Ah, kimi kandırıyordum? Her ne kadar üzerimde uykudan yeni uyanmanın verdiği mahmurluk olsa da bazı şeyleri anlayabiliyordum; o da duyduğum sesler kesin olarak geçmişimin bir parçasıydı. Takıldığım nokta, neden şu anda böyle bir şeyler hatırlamaya başladığımdı? Oysa kendimi bildim bileli güçlü bir hafızaya sahip olmuştum. Böylesine bir şeyi mutlaka hatırlamış olmam gerekirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ : Prensesin Sırrı (Tamamlandı)
FantasiaYeni hali profilimde yayımda, oradan okumanız daha iyi olur :) *Profesör gittiğinde tekrardan dönüp arkadaşlarıma baktım; hepsi farklı ırktan, farklı millettendi. Her ne kadar Fersina bunların tümünü yok etmiş olsa da... Fakat bunların hiçbirinin ön...