18. DARMADAĞIN

1.5K 108 28
                                    

Şarkı; Scorpions, Still Loving You

-DARCY-

En yakın arkadaşım az kalsın ölüyordu.

Oraya, korkunç olayın olduğu meydana varana kadar kendi kendimi yiyip bitirmiştim. Sürekli diğerlerine bir şeyler anlatıp durmuş, ne kadar vaktimizin kaldığını sorup durmuştum. Karan, Ashley ve Daniel sırayla sorularımı yanıtlamışlardı. O süreç boyunca Daniel ilk başta tereddüt etse de bana sarılmış ve alnıma öpücük kondurmuştu. Bu benim o kadar güzel hissetmemi sağlamıştı ki, o an tek başımıza olduğumuzu sanmıştım. Sadece o ve ben, güvenli kolları arasında... Tabii endişelerimi kısa tutması kısa bir süre sürüyordu. Arada bir gücünü kullanıyor, rahatlatmaya çalışıyordu. Güven verici sarılışı ve güzel kokusu kadar etkili olmasa da bu da bir nevi işe yaramıştı. Fakat en yakın arkadaşımın başına kötü bir şey gelmiş olma olasılığı zihnime örülmüştü. Nasıl unutabilirdim ki? O benim arkadaşımdı. Ben onu gerçek kardeşim bellemiştim.

"Daniel," diye mırıldandım kulağına doğru. Her ne kadar onun duyacağı kadar fısıldamış olsam da en önde oturan Ashley ve Anya'nın, hatta arabayı kullanan Karan'ın bile duyduğunu biliyordum. "Çok korkuyorum, eğer arkadaşıma bir şey olursa..."

"Arkadaşın iyi olacak, eminim ki biri onu görmüştür," dedi rahatlatıcı bir ses konuyla. Başımı göğsüne yaslandım ve elimi de diğer göğsüne yerleştirdim. Başka bir zamanda olsaydık bu hareketlerimden çekinir, onun yüzüne bile bakamazdım. Fakat şu an anın etkisiyle hiçbir şey düşünemiyordum.

Olanlar o kadar tuhaftı ki... Lucy, ne olduğunu bilmediğim anda şiddetli rüzgâra yakalanmıştı, ki bu normal bir durum değildi. Ardından ben de onun gibi çığlık atmaya başlamıştım. Lucy cevap veremiyor, sadece bağırıyordu. En sonunda tek duyabildiğim su sesiydi. Evet, kesinlikle normal bir durum değildi. Hatta diğerleri de üzülerek düşüncemi doğrulamışlardı. Büyük ihtimalle bu işte birisinin parmağı vardı. Asıl diğer önemli sorun şuydu ki, Lucy yüzmeyi bilmezdi. Beni asıl telaşlandıran da buydu.

Neyse ki yolculuk bitmiş, oraya varmıştık. Cody'nin orada olmasına ilk başta şaşırsam da arabasından çıkıp arada Daniel'a gönderdiği iyi sayılmayacak bakışlar eşliğinde bize olanları anlatmıştı. Dediğine göre Lucy ve kendisine yemek almak için markete uğramış, ardından Lucy'i denizde çırpınırken görmüştü. Çok şükür iyi bir yüzücüydü de Lucy'yi denizden kurtarmış, doktor babasından öğrendiği bilgilerle Lucy'yi boğulmaktan kurtarmıştı. Ben de arkadaşımı kurtarmasının karşılığı olarak ona sımsıkı sarılmıştım.

"Çok teşekkür ederim Cody." Halinden epey memnun bir şekilde gülümsemiş ve o da sarılışıma karşılık vermişti. Tabii arada Daniel'a alaycı bakışını göndermeyi de unutmamıştı. İkisinin de aralarında ne vardı?

Lucy, defalarca sarılmamızın ardından ölü gibi olan ifadesinin ardından bana baktı.

"Darcy, bir şey diyeceğim ama dalga geçmek yok." Ona gülümserken saçlarını okşamaya devam ettim.

"Tamam, dalga geçmem. Anlat hadi." İlk başta tereddüt etse de yerinden doğrulup gözlerimin içine doğru baktı. Diğerlerinin koyu bir sohbete girmiş olmasına sevinmiş bir şekilde konuşmaya başladı.

"Bir ara Chris'i görür gibi oldum."

Beni derinden sarsan sözleri karşısında tepkimin yüz ifademe yansımaması için gayret gösterdim. Chris mi? Onun gözlerinin içine bakmamaya çalışarak büyük bir bahaneyle derin sohbete giren arkadaşlarıma baktım.

Yanılıyor olabilir miydi? Çünkü Chris'i evde bırakmıştık. İlk başta Lucy için çok endişelenmiş, yanına gidip her şeyi anlatmak istediğini, bu son şansı olacağını söylemişti. En başta ben olmak üzere onun bu fikrine ısrarla karşı çıkmıştık. Lucy zaten büyük bir tehlike geçirmişti ve bir şok daha yaşamasını istemezdik. En azıdan bir süre daha beklemesini söylemiştik.

MAVİ : Prensesin Sırrı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin