49. YARA İZLERİ

595 56 22
                                    

Şarkılar; Billie Eilish& Khalid, Lovely

Avril Lavigne, Head Above Water

-LUCY-

Mutluydum.

Planımı başarıyla yerine getirmeyi başarmıştım.

Onlara ulaşmıştım.

Planımın sonuna gelmiş olduğumun verdiği rahatlıkla deli gibi gülmeye başlarken birkaç kez bileğimi ve boynumu acıtırcasına kaşımaya başladım. Neredeyse bronz tenime rağmen fark edilecek derece kıpkırmızı olmuştu ve acı katlanarak büyümeye devam ediyordu. Alevler tenimi acımasızca ısırıyordu. Ben ise onları takmamaya çalışmak dışında hiçbir şey yapamıyordum. Arkadaşımı bulmuştum ya, gerisinin bir önemi yoktu. Bana acı veren yara izlerim, sonra düşüneceğim bir şeydi.

Eskisinden daha da enerji bulmuş bir şekilde toprak yoldan ilerlerken bacağımdaki sızı ve karnımdaki ağrı geçmiş gibiydi. Sanırım bunda başarılı olmamın da bir etkisi olmalıydı.

Seslerin çoğalttığı yere adımı attığımda siyah pelerinli bir grup buldum ve daha ben onların kim olduğunu inceleyip idrak edemeden bana atılan bir şey hissettim.

"Lucy!" diye sevinçle karışık bir çığlık attı Darcy, daha ne olduğunu anlayamadan bana doğru atıldıktan sonra. Henüz tam olarak odaklanamadığımdan sarılışına güçlükle karşılık vermiştim. Ama burnuma dolan çiçeksi kokusuyla, enerjik ve kıpır kıpır bedeniyle o olduğunu anlamıştım.

"Hey," dedim boğuluyormuş gibi, "nefes alamıyorum."

Darcy geriye çekilirken yüzünde mavi gözlerinin kısılmasına neden olacak şekilde bir gülüş meydana gelmişti. Siyah pelerinin başlığı ani hareketlerinden dolayı gür saçlarından kayıp, omuzlarına düşmüştü. Ve o sırada fark ettiğim ayrıntı durup ona bön bön bakmama neden olmuştu; Darcy, gün geçtikçe kraliçeye fazlasıyla benzemeye devam ediyordu.

"Saçların!" diye şakıdı Darcy, durgunluğumu fark etmemiş gibi. "Çok güzel olmuş. "

"Ah, teşekkürler," dedim elimle rengarenk kısa saçlarımı karıştırırken.

"Biri burada bu insanın ne işe yaradığını açıklayabilir mi?"

Duyduğum güç kokan sesle sesin sahibine baktığımda olduğum yerde ürkek hayvan gibi sinmiştim.

Karşımızdaki, medyadan da gördüğüm kadarıyla Mavilerin lideriydi. Mavili yeşilli gözleri çattığı seyrek kaşlarından dolayı iyice kısılmıştı ve bana keskin bakışlar atmakla meşgullerdi. Aralarında gümüşî renkler olan kahverengi saçlarıysa tıpkı diğerlerinde olduğu gibi pelerinin altında gizlenmişti.

Darcy'nin ani sarılışından dolayı etrafta neler olduğunu, nerede olduğumu algılayamamıştım. Ama şimdi nerede olduğumu çıkarabilmiştim; tıpkı tünele benzeyen bir şeyin girişindeydik ve bir grup Mavi, tünelin devasa tahta kapısının önünde bana gözlerini dikerek bakıyorlardı ve pelerinin örttüğü yüz hatlarından bazılarının km olduğunu çıkarabilmiştim; onlar da Daniel, Ashley, Anya ve Karan'dı. Ve tabii bir süre bakakaldığım, sessizce yutkunmama neden olan aşinası olduğum yüzü, yani Chris'i de görmüştüm. O da bir süre bakakalmış, ardından utanmış gibi bir türlü alışamadığım mavi gözlerini yere dikmişti.

"O... O benim arkadaşım."

Darcy'nin yanıtı Profesörün dudaklarının bükülmesine neden olmuştu. Ama nedense beni o kadar korkutmamıştı. Ayrıca şu anda tek insan ben olmam bile beni korkutmamıştı. Nedendir bilinmez içime yerleşen cesaret beni bırakmamıştı.

MAVİ : Prensesin Sırrı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin