14. EĞİTİM

1.7K 129 27
                                    

Şarkı; Seal, Kiss From a Rose

 -DARCY-

Ayağımın altına gelen çakıl taşları tok sesler çıkarıp birbirlerinden ayrılırken dikkatimi okulun bahçesinde gezen çocuklara vermiştim.

Açıkçası uzun bir süredir okula gitmeyip bir anda okula gitmek tuhaf hissettirmişti. Üstelik okulu da özlediğimi fark etmiştim. Ve belki de böyle hissetmemin nedeni okula bir daha gidemeyecek olmamdı. Neredeyse her şeyden vazgeçecektim.

"Ah, Darcy!"

Bronz kollar beni beklemediğim bir anda kavradığında burnuma gelen tanıdık çilekli şampuanın kokusuyla gülümsedim. Tabii ki de benim tatlı, saf, güzel arkadaşım Lucy'den başkası değildi. O kadar özlemiştim ki onu onun da aynı duygular içerisinde olduğuna emindim.

"Lucy," dedim mırıldanarak. Kollarımın arasında o kadar cılız durmuştu ki her an onu kucaklayıp döndürecekmiş gibi hissettim. Fakat bunu yapmaya kalkışırsam korkunç bir bel ağrısının beni bekleyeceğine emindim.

"Neredelerdeydin sen?" diye sordu bal rengine yakın gözlerini iri iri açarak. Ellerini ince beline yerleştirmiş öfkeli bir şekilde bana bakmaya çalışıyordu ama bu öfkenin uzun sürmeyeceğini biliyordum, zira yufka yürekli Lucy'den bahsediyorduk.

O sırada üzerine giydiği açık renk, yırtık kot pantolonun ince bacaklarını eskisi gibi iyice sarmadığını ve aynı zamanda giydiği siyah tişörtün bile üzerinde bol durduğunu görmüştüm. Zayıflamıştı, hem de bu kadar kısa sürede.

"Zayıflamışsın," diye lafı değiştirdim en sonunda. O sırada omuzlarına gelen siyah saçlarının bazı yerlerindeki mor renkli kısımlar dikkatimi çekmişti. O mor tutamlardan birini parmağında döndürdü ve omzunu silkti.

"İştahım yok bu aralar," dedi hızlıca, bu konu üzerinde durmak istemediği açıkla belli oluyordu. "Ve Darcy... Artık seni aradığımda sana ulaşabilmek istiyorum." Seyrek kaşlarını çatarken masum göründüğümü umarak kirpiklerimin altından ona baktım.

"Özür dilerim, bir daha olmayacak." Ellerimi iki yana açarken gözlerimin dolu dolu olmaması için içimde bir sürü imtihanlar vermiştim.

Yaklaşık birkaç hafta sonra gidecektim ve belki de bir daha gelmeyecektim. Onunsa bundan haberi yoktu. Bu durum canımı acıtıyordu. Birde haber alamadığı bir sevgilisi varken benim yokluğumda ne yapacaktı?

"Affedildin," dedi omzuma şakadan vurarak. Ben de başımı omzuna yasladım. Chris'in yokluğu onu feci derecede etkilemişti, bunu görebiliyordum ama toparlanmak için gösterdiği çabayı da görebiliyordum. Ayrıca beni gördükten sonra daha da enerjik olmuştu sanki.

Ah, Chris'in ne halde olduğunu bilseydi... Ve benim melez olduğumu...

Acaba diğer insanların Mavilerden kaçtığı gibi benden kaçar mıydı? Bana kötü sözler söyler miydi? Ona her şeyi anlatmak istiyor, güvenliği söz konusu olunca susuyordum. Açıkçası onu kaybetmekten korkuyordum. Doğrusu ondan büyük sırrımı saklamak zor olacaktı.

Bir yanım ne olacaksa olsun diyordu. Bu Lucy'nin kararı olacaktı, benden uzak kalmak isterse anlayışla karşılayacaktım. Peki Chris? Onun Mavi olduğunu bilseydi ne yapardı?

"Bu arada bugün okulda yapılacak toplantıdan dolayı öğleden sonra okul yok. Beraber bir şeyler yapabiliriz. Mesela sinemaya ne dersin?" Meraklı ve sevecen bir ifadeyle bana bakarken üzgün bir ifadeyle ona baktım. Bugün oldukça yoğun bir işim vardı; onların evine gidecektim. Çünkü bugün eğitimime başlıyorduk.

MAVİ : Prensesin Sırrı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin