~47.BÖLÜM~

401 36 30
                                    

Alalım mı satır arası yorumları

Ozan

Bu kadarı fazlaydı, bu kadarı ağırdı, bu kızın suçu neydi ki yıllarca bunca şeyle uğraşmıştı?

Tek derdi, sabah uyandığında babasının ona günaydın demesi, belki alnından öpmesiydi, akşam eve geç kalma demesi, sürekli merak edip araması, ona bir şey olacak diye korkması. Yere düştüğünde babasının ona elini uzatmasını beklemişti yıllarca, ya da başı belada olduğunda sığınacak bir baba aramıştı, belki çoğu kez 'benim dağ gibi babam var arkamda kimse bana bir şey yapamaz!" demek istemişti, ama boğazına oturan yumruyla kalakalmıştı. Yıllarca babasını istemişti. Gelip sarılsa geçecek yaraları vardı ve beklemişti, bir gün gelir de babam sarılır diye. Ama acınasıydı ki, babası hiçbir zaman gelmemişti.
Bukre çok bir şey istememişti aslında, sadece öz babasının ona babalık etmesini istiyordu. Tek derdi, tek yorgunluğu babasıydı. Ve sonra ben çıkmıştım. Ona yeni bir dert olmamak için ne kadar uğraşsam da, o güzel gözleri benim için de sulanmıştı.

"Kızın!" diye bağırdım elimdeki test sonuçlarını Orhan Soydan'a doğru tutarak.

"O senin kızın!" bağırdım.

Sesimde çokca yorgunluk vardı. Onun orada öylece yatıyor olması beni öldürürken yorgunluk diyebiliyordum sadece yaşadıklarıma.

Betül Ak

Üzerimdeki mavi hastane giyisisinin üzerine ellerimi getirip terleyen ellerimi sildim.

Yavaşça odaya girdiğimde ilk defa bu kadar gergin hissettiğini fark ettim.

Kalp ritim sesinin yankılandığı odada, birçok cihaza bağlı yatan Bukre'ye değidi gözlerim. Kardeşime...

Yavaş adımlarla yatağa yaklaştım. Sesimi düzeltmek için yutkunup ardından kendiliğinden dudaklarımdan dökülen kelimelere izin verdim.

"Kardeşim. Uyan artık. Bak kaç gündür şu soğuk yerde yatıyorsun. Burada yatmak sana yakışmıyor kardeşim. Bak, burada bu kadar insan senin için bekliyor, uyanmanı bekliyorlar Bukre. Kimsesizim derdin sürekli, şu kalabalığa bak kardeşim, hepsi senin uyanman için dua ediyor.
Uyanman lazım. Okula giderken sen uyanmadan gitmem biliyorsun, sen de hep benim defalarca çağırmama rağmen uyanmazsın. Ee diyorum ben sana akşam erken uyu diye" güldüm.

"Eğer uyanık olsaydın bana annem gibi davranıyorsun derdin. Sendeki bazı yaraları kapatmak istiyorum. Omzundaki yükleri sırtlanmak istiyorum. Çünkü senin güçsüz omuzların bu kadar yükü kaldıramaz ki.
Baksana, birkaç günde nasıl zayıflamışsın. Hem eve gelip bana o güzel yemeklerinden yapman lazım. Ya da birlikte korku filmi izleyip beraber yatmamız lazım. Biliyorsun sen olmadan izleyemiyorum o filmleri ve yine biliyorsun ne kadar korksam da izlemekten geri duramıyorum. Sen de korkuyorsun ama benim kadar değil. Sen korksan da beni avutursun, bana sarılırsın.
Hem daha annemin kanseri yenişine sevinecektik beraber, unuttun mu yoksa? "

"Bu kadar çok uyku yetmez mi? Uyan artık kardeşim." dediğimde direnen gözyaşlarım firar etti.

"Uyanman lazım." dedim titreyen sesimle.

Demir Ak

Adımlarımı içeriye doğru attım ve tam Bukre'nin karşısına gelecek şekilde durdurdum adımlarımı.

"Özledim seni be küçük." dedim ve güldüm.

"Hadi, söylensene bana, ben 20 yaşına geldim hâlâ küçük diyorsun bana diye. Söz bu kez saçını bozmıyıcam. Hani beni abin gibi görüyordun ya, utanmıyor musun abini hastane köşelerinde bekletmeye? Küçüğüm, uyanma vakti gelmedi mi henüz? Peki, uyu, ama uyandığında sana çok kızacağımı unutma, tamam uyu ama uyandığında daha güçlü bir Bukre olmayı unutma." durdum ve ellerimle kapıyı işaret ederek devam ettim.

YABANCI (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin