~27.BÖLÜM~

671 43 156
                                    

Multimedia güzel gülümsemsiyle bir adet Ozan.

Bu saate bölüm yetiştirmek de biraz şov bence (saat: 01:23)

Satır arası yorum..

Bukre

Tüm vücudum bu yataktan kalkmayıp bu yatakta sonsuza kadar uyumak istiyordu.

"BUKRE KALK ARTIK"

Bilin bakalım bu kim? Çok zor değil tahmin edin?

Evet Betül.

"Betül git başımdan" diye bağırdım.

"Ya belki ben sonsuza kadar bu yatakta yatmak istiyorum. Belki ben bu yatakta ağlayarak ölmek istiyorum! " diye bağırmaya devam ettim.

"Ben de senin depresyona girmene izin vermek istemiyorum! Kalk ya..." dedi, sonlara doğru yalvarırcasına çıkmıştı sesi.

Evet bu savaşı tabi ki de ben kazanmıştım.

Demek isterdim ama öyle değildi. Şuan ayaktaydım ve Betül'ün bavuluma koyduğu kıyafetlere baygın baygın bakıyordum.

Betül'e karşı her zaman yenildiğini söylemiş miydim?
Ona karşı her daim yenilirim.

Kıyamıyorum napayım :/

"Betül yetmez mi artık, hani bavulun da bir sınırı var ve o artık taştı ya" dedim bezgince. Çünkü bavul artık dolmuştu ve Betül hâlâ bavula kıyafet sıkıştırmaya çalışıyordu.

Ah evet evet.
Bugün o 300 lira verdiğimiz gezi günüydü. 1 haftalık geziye 300 lira vermiştik.

Aptallık!

Gezi yerine o parayla bağış yapılabilirdi.

İnsanoğlu sadece kendini düşünüyor..

Oysa evsiz, yetim, aç o kadar çok insan var ki bu dünyada, biz sadece kendimizi düşünüp, paramızı olur olmaz onca şeye harcıyoruz.

Tamam evet gezmeli de insan ama bunca insan açken onlara da yardım etmeliydik.

Bencil olmamalıydık.

Siz şimdi diyeceksiniz ki , sen de Ozan'a karşı bencildin Bukre!

Değildim aslında.

Zorundaydım belki de.

Sadece ona bencilce davranmamı sağlayan babamdı.
Evet babam.

Baba ait her kırgınlığın, her acının, her üzüntünün başrolü hep babam...

Babam bana öyle bir bakardı ki: 'seni kim sever, sana kim aşık olur' derdi bakışları. Bana öyle bir bağırırdı ki: 'seni ben bile sevmiyorum, kim sevecek' derdi sanki bağırışları.

Ben de öyle hissettim ki, beni babam bile sevmezken, bir başkasının sadece eğlencesi olabilirim. Böyle düşündükçe ona hep bencilce davrandım. Beni sevmeyeceğini, bunun imkanı olmadığını söyledim ona ve kendime..
Canını çok yaktım, pişman da oldum ama tam pişman oldum, onu çok seviyorum derken, ona inanırken, gitti. Yine benim yüzümden dedim, suçlayamadım onu. Bu sefer o soğuk yüzüyle çıktı karşıma. Belki intikam almak istiyordur dedim. Yine haklı çıkardım onu içimde. İçimdeki mahkemede binlerce haksızlık yaptım kendime, yine kıyamadım ona.

Sonra o gün dedi ya, " Sadece sıkılmıştım ve macera arıyordum."

O gün öyle bir sancı saplanmıştı ki kalbime, öyle bir canım yandı ki...

YABANCI (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin