~44.BÖLÜM~

435 31 49
                                    

Satır arası yorumlarınızı bekliyorumm.🌼

Bukre

Gözlerim ağrırken o kısa uykudan uyandım.

1 saat uyumuştum.

Tıpkı geçen birkaç gündür olduğu gibi 1 saat uyumuştum. Uykuyu bu kadar çok severken uyuyamıyor oluşum ve bunun sebebinin sevdiğim adam oluşu canımı bir hayli yakmıştı.

Gelmemişti.

Özür bile dilememişti.

Özür dilese affedecektim ama o dilememişti. Belki de hâlâ onunla Semih'i aynı anda idare ettiğimi düşünüyordu. Gelmemişti ve belki de gelmeyecekti de. Bu canımı yakıyordu. Evet hâlâ ona kırgındım ama ona uzak olmak canımı yakıyordu. Hatta Betül olmasa gururumu umursamayıp yanına gidip özür bile dinlemiştim şimdiye.

O beni kırmıştı, bana iğrenç bir yakıştırma yapmıştı, bana güvenmediğini en ücra köşelerimde bile hissetmiştim. Ama yine de ondan uzak kalmak istemiyordum.

Bir insana bu kadar bağlanmak ne kadar mantıklıydı?

Doğru ya, aşk mantık işi değildi. Hatta birbirleriyle zıt iki şeydi.

Peki ya, benim kalbim ve beynim, ikisi de neden Ozan diyordu?

Madem mantık işi değil, neden beynim Ozan'dan gitmem için bağırmak yerine, Ozan'dan kalmam için haykırıyordu?

Bu fazlaydı.

Bu zararlıydı.

Onu bu kadar çok severken bir gün gideceği gerçeğiyle karşılaşırsam nefes alamaz hâle gelirdim. Ki bunu bir kez yaşamıştım. O beni bırakmıştı. Tam 1 yıl gelmesi için beklemiş ve geldiğinde onu affedip sarılmıştım. Ona güveniyordum. Evet güvenim bir kez kırılmıştı ama o, kırılan güvenimi eskisinden daha sağlam hâle getirmişti.

Neden seviyordum onu bu kadar?

Normal bir insan bu kadar sevemezdi. Ama evet, ben normal bir insan değildim. Ben babam tarafından sevgi görmemiş biriydim ve o beni babamın yerine de sevmişti.

Evet sevmişti. Bundan emindim.

Sevgisine şüphem yoktu.

Ama o gün gözlerinde gördüğüm güvensizlik beni paramparça etmişti ve ne kadar beni sevdiğine eminsem o gün bana güvenmediğine de o kadar emin olmuştum.

Bu acıtmıştı.

Hem de hiç olmadığı kadar.

Çünkü ben ona güveniyordum. Bir gün, bir başkasının elini tutarak gitmesine rağmen ben ona güveniyordum.

O ise...

Ben, o beni bıraktığı zaman bende bıraktığı hislerine ihanet etmemek için bir başkasına sarılamazken, o bana güvenmiyordu.

Bu, bu benim kalbimi paramparça etmişti.

Ve gelmemişti.

Paramparça olan kalbimin acısını hissediyordum. Günden güne parçalara ayrılan kalbim yorgundu artık.

Ne zaman?

Ne zaman, tam manasıyla mutlu oldum diyecektim?

Ben yorgunum.

Ben çaresizim.

"Anne" dedim mezara doğru eğildim ve üzerimin toprak olmasını umursamadan mezarın tam yanına oturdum. Uyanır uyanmaz üzerimi giyinip annemin yanına gelmiştim.

YABANCI (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin