Selim, Nisan'ın notebooku öttükçe daha da sırıtıyordu. Ağzı kulaklarına daha ne kadar yaklaşabilir diye düşünürken telefonumun titremesiyle elimi telefona attım.
-O test bitmeden telefonuna bakamazsın Hakan!
Sultan Hocanın ikazıyla somurtarak Selim'e baktım.
Ama o telefonuyla oynuyor?
Ben bu düşüncemi dillendiremeden hemen önce Selim'in testini bitirdiğini gördüm.
Hain Selim! Nerede kaldı arkadaşlık? Cevapları yollasana.
Testimi zorla bitirdikten sonra telefonuma baktım.
Tanımadığım bir kızdan mesaj isteği gelmişti. Okumadan reddettim, muhtemelen okuldan biriydi ve ben bu tarz mesajlar almaktan çok yorulmuştum.
Eğer KEO ile öncesinde maç yapmamış olsaydık, hatta o maçta ona yenilmeseydim kesinlikle mesajını okumazdım bile.
Aklıma düşmesiyle mesaj kutumu kontrol ettim, bir daha yazmamıştı.
Acaba ona görüldü attığım için mi bozulmuştu?
Bunu neden umursadığıma şaşırarak, o kızı düşünmemeye karar verdim. Ama anasayfama düşen paylaşım, buna izin vermemişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tek takipçisi ben olduğum için ne beğeni vardı ne de yorum
HakanArslan: KEO'nun anlamını da öğrenmiş olduk sonunda
Açıkcası oldukça merak etmiştim
KEO: Sandığım kadar aptal değilmişsin ya, bravo 👏🏻👏🏻👏🏻
HakanArslan: Senin benimle ne derdin var? Ne bu sürekli terslemeler falan
KEO: Yok canım, estağfurullah Ne derdim olabilir Hakan hazretleri ile
HakanArslan: Sen iyi değilsin. Bir doktora görün bence
KEO: Görünmediğimi nereden biliyorsun?
HakanArslan: El deliye biz akıllıya
KEO: Deli çeker bir yapın var demek ki
HakanArslan: Demek ki...
Ben sana ne sormak için yazmıştım ya? Unuttum
Akıl mı bıraktın adamda
KEO: İşte öyle adamın aklını başından alırım
HakanArslan: Normal değilsin
KEO: Normal olduğumu hiç bir zaman iddia etmedim zaten
HakanArslan: Hah hatırladım, Neden Kırmızı Eğrelti Otu? Yani kırmızı olmasının bir önemi var mı?
