KEO 16

556 56 2
                                    


"Seninle konuşamamak beni çıldırtıyor."

Buğra sözlerime gülümsemekle yetinerken hemen ikimizin ortasında oturan abim sahte bir şaşkınlıkla itiraz etti.

"Günün on saatini birlikte geçiriyorsunuz ya?"

Buğra ona hak verircesine ekledi.

"Geri kalan on dört saatinde de telefonla konuşuyoruz ya?"

Ben bakışlarımla Buğra'yı öldürmeyi amaçlarken abim duyduklarıyla gerçekten bir ölüm planlamaya başlamıştı. Demek ki Hakan Buğra ile olan telefon görüşmelerimizi henüz ona anlatmamıştı.

Buğra tüm bunlar umrunda değilmiş gibi söylenmeye devam etti.

"Cidden Neva, seninle konuşmayı seviyorum ama uykuyu da seviyorum. Uyumam için bir kaç saat verir misin? Hatta siz burada abi kardeş dizdize oturturken ben çıkıp senin odanda bir kaç saat uyuyabilirim."

"Asla!"

Abimle aynı anda itiraz ettik. Onun sebebi kıskançlıktı benimki ise Buğra ile başbaşa kalacağımız bir an yakalamak. Gözlerime yavru köpek gibi bakan Buğra'ya üzüldüğümden açıklama yaptım.

"Yanyanayken Selim daima bizimle telefonda konuşurken ise Hakan sürekli ensende, seni dinliyor. Mesajlaşmak ise... Fazla yorucu. Ben senden tüm detayları dinlemek istiyorum."

Abim kafasını, Buğra'yı görebilmek için eğdigim kafamın önüne getirdi ve merakla sordu.

"Ne hakkında? Hangi konuda? Onunla yalnız kalıp konuşmak istediğin şey ne?"

Sonra bir anda çığlık atarak kendini geriye doğru attı.

"Tebrik ederim abicim, beni sonunda delirttin. Sayende tertemiz delirdim."

Ona açıklama yapmakla onunla tartışmak arasında gidip geldim. Son bir haftayı hem bana hem Buğra'ya dar etmişti. Onun için üzülüyordum sonra bir anda yaptıkları aklıma gelince üzüntüm yerini kızgınlığa bırakıyordu.

Tam o esnada, yani Selim'e karşı kızgın olduğuma karar verdiğim anda, en büyük silahım odaya girdi.

Hadi bakalım gelin, göreyim marifetini.

"Bak sen kimler varmış burada. Bir zamanlar sırf onunla vakit geçirmem için iddialara giren ama bir haftadır yüzüme bakmayan sevgilim ve sevgili görümcem. Bir de müstakbel eniştem Buğra, hoş geldin Buğra kusuruma bakma anca gelebildim. Görüşmeyeli nasılsın?"

Buğra ona gülümseyerek iyi olduğunu söylemiş, kibarca genel konular üzerinden muhabbet etmişti. Selim ise hala gözünü kırpmadan Nisan'ı izliyordu.

"Seni özlemişim."

Nisan hoş bir kahkaha attı.

"Ve bunu anlamak için beni görmen gerekiyordu?"

Abim açıklama yapmak için ağzını açmıştı ki sevgili yengem onu susturdu.

"Uzun bir müddet seni görmek istemiyorum Selim ve de duymak. Şimdi izin verirsen arkadaşım ve onun müstakbel sevgilisiyle birlikte dışarı çıkacağız, sensiz."

Abim itiraz etmek için elini kaldırdı ama o daha sesini çıkaramadan Nisan onu ikinci defa susturdu.

"Eğer bize engel olursan Selim, bu haftaki hareketlerini ömrüm boyunca unutmam ve sürekli önüne sürerim."

Buğra tatlı bir şekilde gülümsedi.

"Vayyy Nisan'a bak sen. Yalnız tebrik etmek istiyorum çok başarılı bir tehdit."

Selim öfkeden deliye dönse de Nisan sayesinde üçümüz elimizi kolumuzu sallaya sallaya evden çıktık ve en yakın kafeye oturduk, bir an önce Buğra ile konuşamazsam kafayı yiyebilirdim.

Aptal Karahindiba Ve DiğerleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin