EH 9

434 49 3
                                    


O yemekten sonra hayatım değişmişti. Her öğlen yemeğini Selimlerle yemeye başlamıştım, Selim arada sırada sanki önemsiz bir konuymuş gibi Nisan'ı soruyordu ama verdiğim cevaplar üzerine sessizleşerek suratını asıyordu. Sanırım çocukluk arkadaşıyla küsmek ona zor geliyordu. Hakan yemekler esnasında oluşan samimiyete dayanarak hiç bir şey söylemeden gelip yanıma oturmuş sıra arkadaşım olmuştu. Mert ise sadece yemediğim tatlılarla ilgileniyordu.

Okuldaki kızlar benimle arkadaş olmak için sıraya girmiş benim sayemde bu üç çocuğa yakın olmaya çalışıyordu. Bu durum arkadaş seçimi konusunda seçici olmamı sağlamıştı çünkü çıkar arkadaşlığı pek bana göre değildi.

Günler geçtikçe Selimlerin haylazlıkları artmıştı ve başları sık sık belaya girer olmuştu. Öğretmenlerin bana karşı olan anlayışını kullanamaya başlayan arkadaşlarımın joker kartı haline gelmiştim. Ne yapıyor ediyor beni de işin içine katarak olaydan kurtulmayı başarıyorlardı.

Bir gün Hakan koşarak yanıma geldi ve elinde tuttuğu dosyayı bana uzattı.

"Pınar, bu dosyayı edebiyatçıya verir misin?"

Kesin adamın dosyasını çalmış içinden yazılı sorularını almışlardı.

"Dosyayı aldığınız yere koyamadınız değil mi?"

Başını evet anlamında salladı.

"Ver bana.Son dersi bizeydi biliyorsun, dosyayı sınıfta unuttuğunu söylerim."

Hakan büyük bir sevinçle sarıldı bana. O an ne yapacağımı şaşırsam da bunun kardeşce bir hareket olduğunu anlamıştım.

"Pınar, sen harikasın!"

O kocaman bir gülümsemeyle dosyayı bana uzatırken etrafımızdaki bütün kızlar öfke ve kıskançlık dolu gözlerle bizi izliyordu.

"Teşekkür ederim Hakan."

Tebessümüne karşılık verdim ve dosyayı elinden alarak öğretmenler odasına doğru ilerledim.

Aptal Karahindiba Ve DiğerleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin