🎶İkiye On Kala/Al Beni Bas Yaralarına🎶
16. Bölüm; 'Mezarlık'
≈Ateş'ten≈
Arabamı yine onun yanına, mezarlığa sürüyordum. Ne zaman kötü hissetsem, onu özlesem, içimdekileri dökmek istesem onun yanına gidiyordum. Konuşmuyordu belki ama sessizliğine bile ihtiyacım vardı. Pişmandım, hem de çok pişmandım. O gün yanıma geldiğinde, daha çok sarılsaydım keşke. Daha sıkı tutsaydım elini.
Ayrılmak istediğinde sadece kendi açımdan bakmıştım, çok sevdiğim halde, sevgimin yetmediğini sandım. Çok ağladım. Sevdiğim halde, onu yalnız bırakmıştım. Keşke hiç bırakmasaydım, ölecekse de benimle ölseydi, öldüğünde hüzünlü ayrılığı değil de mutlu yaşadığı anıları olsaydım. Belki tedavi bulunurdu, iyileşirdi ama son pişmanlık çare etmiyor. Şimdi ondan bana kalanlar, pişmanlığım ve anılarım. Kimseyi sevmeyi istemedim ya da denemedim. Sevebileceğimi sanmıyorum, sevilebileceğimi sanmıyorum.
Mezarlığa geldiğimde, arabayı durdurup, indim. Buraya girmek her seferinde çok zor oluyordu benim için. Özlemiştim, hem de çok özlemiştim.
Sen ölürsen, ben yaşayamam diye bir şey yok aslında. Yaşıyoruz ama ne kadar yaşamak denirse. Aklımdan intihar etmek gibi bir düşünce asla geçmemişti, çünkü Yudum yaşamamı istemişti. Yaşıyordum ama sadece yaşıyor görünmek için.
Yudum Acar...
O kadar çok söylemek istediğim, anlatmak istediğim şey var ki ama işte onun yanına gelince konuşamıyorum. Öylece durup, bakıyorum. Ama içimdeki fırtınayı duyduğundan bir o kadarda eminim.
Yudum'u son bir kez öptüm ve mezarlığın çıkışına doğru ilerledim. Sessizdi. Ağlama sesini çok net duyabileceğim kadar sessizdi. Merakıma yenik düşerek, ağlama sesine doğru ilerledim. Ağacın arkasına geçtim ve izlemeye başladım. Bir kızdı... İki tane mezarın ortasına geçmiş ağlıyordu ve çelimsiz bir kıza benziyordu. Sadece ağlıyordu. Herhangi bir şey söylemiyordu, sadece ağlıyordu. Kız göz yaşlarını silip, sarsak adımlarla ayağa kalktı, son bir kez bakıp, çıkışa doğru yürümeye başladı. Yürüken biraz sendeliyordu. Onu izlemeyi bırakıp, bende arabaya ilerledim. Arabayı tam çalıştırdığım sırada, önümde bir silüet belirdi. Mezarlıktaki kızdı. Arabadan indim ve kızın yanına ilerledim.
"Ya seni görmeseydim! Ne diye arabanın önünde dikiliyorsun?!"Kız yorgun gözlerle bana baktı ve başını çevirdi. Adım atmıştı ki sanırsam daha fazla dayanamadı, ve bayıldı. Düşmeden önce omuzlarından tutmuştum. Ellerimi, belinden ve bacaklarından geçirip kucağıma aldım. Anormal derecede hafifti. Daha fazla düşünmeden, kucağımdaki kızı arabanın arka koltuğuna yatırdım ve sürücü koltuğuna geçtim. Düşünecek bir şey yoktu, insanlık görevim olarak bu kızı hastaneye götürecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tomurcuk Mahallesi| Tamamlandı.
Подростковая литература(Düzenlendi.) (Final.) Dram yok, üzülmek yok! Biz burada sadece gülüyoruz. Çıtır çerez, belki bir tutam da klişe bir aşk hikayesi arayanları içeride cümbüş bekliyor!