10. Bölüm: 'Güvenmek'

5.2K 218 3
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



🎶MFÖ/Hep Yaşın 19🎶

İyi okumalar...

10. Bölüm; 'Güvenmek'

Bugün annem çağırmadan, ben uyanmıştım ve bu çok nadir anlardan biriydi.

Oyalanmadan yataktan kalktım ve sarsak adımlarla banyoya ilerledim. Banyoda işlerimi bitirip, dolabımın önüne geçtim. Beyaz bir sweat ve siyah pantolonumu çıkarıp giydim, saçımıda dağınık topuz yapıp, mutfağa indim. Erken kalktığım için, babamı da işe gitmeden görmüştüm.

"Günaydın."

"Gün- Bismillahirrahmanirrahim! Başımıza taş yağacak! Kızım sen beni zahmete sokmadan uyandın mı?" Annem elini kalbime götürdüğünde, 'bir de bayıl Feriha' dememek için zor tutmuştum kendimi. Yeniyordu çünkü.

"Yok anne, uyanmadım daha. Bir daha erken kalkarsam, bana da Irmak demesinler. Sabah sabah gördüğüm muameleye bak ya." Sesimi bilinçli olarak ağlamaklı çıkarmaya çalışmıştım ama sadece çalışmakla kalmıştım sanırım.

"Uğraşma Fatma, kızımla. Bugün de erken kalkmış işte." Babama gülümseyip, yanağından öptüm. Çaprazındaki sandalyeyi çekip oturdum.

"Irmak, kızım abinleri uyandır hadi." Oturmakla kalkmam bir oldu tabi

"Anne kaç kez söyleyeceğim? Burak benim abim değil. Abi diyip havalandırmayın bir yerlerini şunun. Alıştırıyorsunuz orası burası ayrı oynuyor sonra."

"Boş yapma yavrum hadi."

"Aman iyi be! Zaten ben kimim ki?" Söylene söylene Burak'ın odasına girdim. Birkaç kez tıklattım ama ses yoktu, homurdandım ve temkinli bir şekilde kapıyı açtım. Öküz. Kertenkele. Mal değneği.

Yastığa sarılıp, yatakta çapraz yatan ve yorganı düşmüş bir Burak baya komik bir görüntüydü.

"Burak? Burak? Uyan hadi!" Ses yoktu. Oyladım ve omzundan dürttüm ama yok, uyanmıyordu tembel hatvan. Uyanmaz da şimdi bu. Sen şimdi görürsün. Boğazımı temizledim ve haince sırıttım.

"A-aaa! Eylem ve Ahmet değil mi o?!" Burak aniden gözlerini açtı ve yatakta doğruldu. Nefes nefese kalmıştı ve sinirli bir şekilde etrafına bakınıyordu.

"Ne? Hani nerede?! Geberteceğim o Ahmet'i! Çok oldu it." Burak kendi kendine konuşurken, ben kıs kıs gülüyordum. Burak birden bana dönünce, irkildim. Gözlerinde ki sinir yerini meraka bırakırken, ne yaptığımı anlamış ve tekrar sinirlenmişti.

"Şaka ya. Minicik, küçücük bir şey." Ben hem geri geri kaçıyor, hem de Burak'a durumu anlatmaya çalışıyordum. Burak tehlikeli bir şekilde güldüğünde yutkundum.

Tomurcuk Mahallesi| Tamamlandı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin