41. BÖLÜM

1.2K 89 62
                                    

"Delirmek üzereyim... Hâlâ orada bekliyorlar."

Dudaklarım arasından dökülen ve üzerine dökülen öfkenin alkolünü kelimelerime verdim.

Neredeyse akşam olacaktı fakat kapının önündeki adamlar hâlâ varlıklarını sürdürüyorlardı. Hepimiz sadece oturup bekliyorduk.

Eğer şimdiye kadar gitmiş olsalardı hastanenin kamera kayıtlarına bakmak için evden ayrılacaktık.
Ama şu an bu ihtimal suya yatmak üzereydi.

Taehyung ve Jungkook aldıkları pizzayı tamamen bitirirken, saatlerdir hiçbir şey yiyemiyordum. İçimde hissettiğim tokluk benim için sorun olmasa bile, Jimin için sorundu. Saatlerdir yemem için zorluyordu fakat buna karşı koyuyordum.

Ürkekçe araladığım siyah fonların arasından dışarıya bakıyordum ve parmak uçlarımın soğumasına engel olamıyordum.

O adamlar orada beni bekliyordu. Bunu o kadar iyi biliyordum ki, sanki yanlarına gidip adımı söylesem beni arabalarına alacaklardı.

İçime yerleşen bu aptal düşünce neyin nesiydi bilmesem bile, uçurumun başında olduğumuzu kestiriyor gibiydim.

Artık rüyadan uyanmalıydım. Artık her şey bitiyordu.

Omzumda hissettiğim parmaklar ile arkamı döndüm irkilerek. Dudaklarım aralanarak arkamdaki Jimin'e baktığımda gözlerimi kaçırdım. Ellerini belime kaydırıp beni kendine çektiğinde direnmeden göğsüne yanağımı yasladım.

Çenesini başımda hissettiğimde saçlarımı okşamaya başlamıştı.
"Artık dur, Hye Su."dedi.

Gözlerimi kapattım. Sivriliğimden bir iz bulamıyordum çünkü artık devirimin değiştiğini hissediyordum. Yorulmuştum.

"Her ne olacaksa, seni koruyacağım. Baksana, yalnız değiliz. Jungkook var, Taehyung, Yoongi... Buradalar. Güvendesin. Eğer hissetmek istediğin duygu buysa..."

Onu durdurdum.
"Hissetmek istediğim bu değil. Ben... Onlarla konuşmak istiyorum. Çıkıp beni alıp götürmelerini istiyorum. Bitsin her şey, istedikleri sen ve ben değiliz." Başımı kaldırıp tereddütlü kahvelerine baktım.

"İstedikleri benim. Ve senin bunu bildiğini biliyorum. Beni rahatlatmak için sen ve ben diyorsunuz. Hayır..."dediğimde Jimin saçlarımı öptü.

"Burada çok fazla kalamazlar. Birkaç saat sürmez, gidecekler."dediğinde omuz silkerek ona sarıldım.

"Umrumda değil."dediğimde Jimin beni yanımızdaki ikili koltuğa oturttu.

Yoongi yan odada uyuyordu. Uykuyu bu kadar sevdiğini tahmin etmemiştim, fakat bu, bunu kanıtlar gibiydi.

Jimin'den huzursuzca ayrıldım ve saçlarımı düzelttim. Ona bakıp yutkundum ve, "Onlar gider gitmez o kayıtlara bakalım. Kim olduğunu bir an evvel görmek istiyorum."dediğimde Jimin elini düzelttiğim saçlarıma uzatarak onları karıştırdı.

"Bunun ne kadar güvenli olabileceğini bilmiyoruz, bu gece beklememiz söyledi Yoongi Hyung."dediğinde yutkundum ve arkama yaslandım.

"Seninle bunları değil de... Daha güzel şeyleri konuşmak isterdim. Çünkü sen, eşsiz birisin Jimin. Kalbimin durmasını isterdim."

Kaşlarını çatarak bana bakmaya başladı. Ona döndüm ve gülümsedim.

"Tekrar sen çalıştır diye."

Jimin gözlerini kapatıp gülümsediğinde mırıldandı, "Hye Su..."dediğinde beklemeden dizlerine başımı koyup sırt üstü uzandım.

𝐊𝐚𝐥𝐛𝐢𝐦𝐢𝐧 𝐃𝐨𝐤𝐭𝐨𝐫𝐮 ❆ 𝑃𝐽𝑀✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin