Medya: Chin-Mae.
Gözlerim Chin-Mae üzerinde takılı kalırken Jimin'in bana baktığını hissettim. Kulağıma fısıldadı. "Kim bu?" Halbuki biliyordu bu kişiyi. O gece ki yemekte görmüştü.
Onu duymazdan geldim ve yüzüme yalancı bir tebessüm yerleştirdim. Elimi ona uzattım. Beklemeden elimi sıktığında Jimin'in dişlerini gıcırdattığını duydum. Ona baktığımda öldürecek gibi Chin-Mae'ye bakıyordu.
Bana bakmamaya devam etti. Jimin beni kenara iterek ellerimizi ayırdı. Ona şaşkınlıkla bakarken en az benim kadar şaşkın olan Chin-Mae'nin üzerine yürüdü.
"Buyurun, bir sorun mu var?"dedi sert bir ses ile. Onu kenara çektim. Araya ben girip konuştum. "Merhaba,"dediğimde o da gülümsedi.
"Merhaba, Hye Su,"dediğinde hemen kenara çekildim ve elim ile içeriyi gösterdim. "Ayakta kaldın öyle, içeri girsene,"dediğimde Jimin sinirden gözlerini başka tarafa dikmiş, tek ayağı ile yerde ritim tutup, dişlerini gıcırdattığını görebiliyordum. Bu hali komiğime gitmişti.
Chin-Mae biraz çekinerek içeriye girdiğinde onu salona aldım. Üçümüz koltuklara oturduk. Jimin hemen yanıma, Chin-Mae ise çaprazımızdaki koltuğa oturmuştu.
"Ayıptır sorması, evimi nereden buldun?"dedim boğazımı temizleyerek.
"Hastaneden. Kaldığın hastanenin başhekiminin karısını buldum güç bela. Ona sordum,"dediğinde Jin'in karısından bahsettiğini biliyordum.
"Anladım. Peki buraya gelme sebebin nedir?"
"Gerçekten burada kalıp kalmadığını görmek istedim."dediğinde Jimin sadece benim duyabileceğim bir ses ile homurdandı. "Gırçıktın bırıdı kılıp kılmıdığını gırmık ıstıdım,"dediğinde kolumu koluna vurarak onu uyardım.
"Fakat gördüm ki, başhekimin ile kalıyormuşsun,"dedi Jimin'e bakarak. "Hayır, aslında öyle değil. Bazı sorunları vardı başhekimimin bende kalmasını rica ettim, o da zor durumda olduğu için kabul etti,"dedim bir yalan uydurarak.
"Anladım. Koluna ne oldu?"dediğinde sıkıntı ile nefes aldım. "Önemli bir mevzu değil, iş kazası diyelim,"diye ona da bir yalan da uydurup sıyırdım. Ama Chin-Mae pek inanmış gibi bakmıyordu.
Chin-Mae ayaklandı. Bende onun kalkması ile kalktım. Ama Jimin zerre kıpırdamadı. Aksine daha da yayıldı. Chin-Mae'nin gözleri çok kısa bir süre ona değdi, ve hemen ardından beni buldu.
Tebessüm ederek, "Rahatsız ettiysem kusura bakma Hye Su, daha fazla rahatsızlık vermeden gideyim,"dediğinde Jimin ona bakmadan sesli bir şekilde konuştu. "Bencede,"dediğinde ona ters bir bakış attım.
Chin-Mae oldukça rahatsız bir tavır ile evden ayrıldığında kapıyı kapattım ve Jimin'in üzerine yürüdüm. "Bu ne terbiyesizlik sarı çiyan?"diye koltukta oturan Jimin'e yukarıdan baktım.
Gözleri yavaşça beni buldu. "Elalemin adamına iki laf söylemek terbiyesizlik mi yani?"dedi istifini bozmadan. "Gerizekalı adamı resmen evden kovdun,"dediğimde beni duymazdan geldi ve koltuktan kalkıp söylenerek merdivenlerden çıktı.
"Rıhıtsız ettıysım kısırı bıkmı Hye Su, dıhı fızlı rıhıtsızlık vırmıdın gıdıyım,"dediğinde arkasından bağırdım. "Duymadım gerçekten!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐊𝐚𝐥𝐛𝐢𝐦𝐢𝐧 𝐃𝐨𝐤𝐭𝐨𝐫𝐮 ❆ 𝑃𝐽𝑀✓
أدب الهواةBeyaz, narkoz kokan hastane koridorunun tam ortasında. Sızım sızım sızlayan geçmişin iltihaplı yaraları inliyordu. Geçmişinin pranga vurduğu bileklerinde, kelepçeleri küf tutmuştu. Yosunların su ile seviştiği saklı bir kutuydu Park Jimin ve Hye S...