Saat gece yarısına geliyordu. Hala mezarlıkta oturuyordum. Daha doğrusu oturuyorduk.
Ve şuan hayatımda asla yapmam dediğim şeyi yapıyordum. Bir erkeğin kucağına oturmuş, kafamı göğsüne yaslamış ağlıyordum. Asla yapmam diyordum. Ama şimdi? Ne olmuştu bana?
Sende ne var Park Jimin? Beni nasıl bu kadar kolay alt edebiliyorsun?
Bir eli saçlarımda aşağı yukarı ilerliyor. Annemin mezarının yanındaki memerde oturuyorduk.
"Kız çocuğu..."diye mırıldandı Jimin.
Güldüm. Bu Ona gösterdiğim ilk gerçek gülüşümdü.
"Oğlan çocuğu da sensin o zaman."dedim burnumu çekerek. "Acaba annem seni görse ne yapardı?"dedim derin düşünceler içerisinde.
"Bilmem."dedi.
Kafamı kaldırım ve yüzüne baktım. "Gece yarısı ve biz buradayız. Mezarlıkta..."dediğimde güldü.
"Zaman ve mekanın önemi yok benim için. Mutlu olmam yeterli. İyi hissetmem yeterli."dedi gözlerimin tam içine bakarak.
"Benim yanımdayken mutlu musun?"dedim. Dudaklarını yaladı.
"Bilmiyorum."dedi belirsizlik içeren bir kelime ile. Kaşlarımı çattım ve burnumu çektim. Ağlamam durulmuştu.
"Nasıl bilmiyorsun? Sen kendini tanımıyor musun?"dedim.
"Bana kendimi unutturan sensin."dediğinde dona kaldım. Kafamı sola çevirdim ve sersemce güldüm. Kendimde değildim. O da beni kendime unutturuyordu.
Şu halime baksanıza! Asla yapmam dediğim şeyleri yapıyorum... Nefret ettiğim adamın kucağında oturuyor ve ağlıyorum. Derdimi anlatıyorum. Bendeki de kafa mı?
"O kadar fena biri miyim? Ya da o kadar güzel miyim?"dedim alaycı ve küçümser bir sesle.
"Fenasın. Ayrıca,"dedi ve bana yaklaştı. Nefesimi tutmuştum. Kendimi geri bile çekememiştim. Öylece donakalmıştım. Nefesi enseme vurdu. Yutkunduğunu duydum.
"Ayrıca güzelsin."diye fısıldadı ve geri çekildi. Tuttuğum nefesi sabırsızca geri verdim. Kalp atışlarım hızlanmıştı.
"Değilim. Şu tipe güzel mi diyorsun?"diye yüzümü gösterdim. Alaycı bir şekilde güldü.
Gülme! Fazla güzel gülüyorsun... Bunu bana yapma.
Gözlerim gülüşüne kayınca kendimi kaybettim. Dudağımı dilimle ıslattım.
"Sen kimsenin olamayacağı kadar güzelsin. Sakın,"diye tembihledi.
"Sakın bunu yanlış anlama. Sana aşık olduğumu düşünme. Ben sadece gerçekleri söylüyorum. Asla sana aşık olmam. Şuan kucağımda oturuyor olman hiçbir şeyi değiştirmez. Sana yardımcı olmaya ve rahatlatmaya çalıştım sadece. Bunu yanlış anlama."deyince anlamsızca gözlerim doldu. Yüzüme vuran ay ışığı mavi gözlerimi parlattı.
Hızla onu ittim ve üstünden kalktım. Zaten nefret ettiğim kişiye böyle bir girişimde bulunmam benim aptallığımdı.
Şuna bak ya?! Bir de yanlış anlama diyor. Odun zaten. İyilik yap bana ne? Ne bekliyordum senden ben?
Sana aşık olan senin gibi olsun öküz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐊𝐚𝐥𝐛𝐢𝐦𝐢𝐧 𝐃𝐨𝐤𝐭𝐨𝐫𝐮 ❆ 𝑃𝐽𝑀✓
Hayran KurguBeyaz, narkoz kokan hastane koridorunun tam ortasında. Sızım sızım sızlayan geçmişin iltihaplı yaraları inliyordu. Geçmişinin pranga vurduğu bileklerinde, kelepçeleri küf tutmuştu. Yosunların su ile seviştiği saklı bir kutuydu Park Jimin ve Hye S...