13. Bölüm : Mesaj

2.1K 192 36
                                    

3 yıl sonra, Koruyucular Binası çevresi, yazarın ağzından...

Beyazlar içindeki adam korkuyla binayı gözetlemeye devam etti. İşinin bu olması korkmayacağı anlamına gelmiyordu. Bu görevin sonunun ölümle biteceği çok belliydi. Ona verilen bu görev onun için son derece önemli ve kutsaldı.

Adam korkuyla titredi. Gerçekten de kötü şeyler gelirdi ilk ve tek yanlışında. Ondan önceki sekiz kişiyi düşününce istemsizce ürperdi. Hepsi acılar içinde kendi kanlarında boğularak ölmüştü.

Efendileri oldukça sert biriydi ve hata kabul etmezdi. Kesinlikle tek bir yanlışa bile tahamüllü yoktu. Özellikle de bu konuda.

Adam birkaç dakika daha binayı gözetlemeye devam etti. Artık onu yakalamaları gerekiyordu. Geç kalmışlardı. Ne zaman fark edecektiler?

O sırada kafasına aldığı sert darbe ile bilinci kapanmadan saniyeler önce efendisinin onu en az acılı şekilde öldürmesini diledi. Emir yakalanması ve Melany'ye bir mesaj göndermesiydi ama ölecek olması üzücüydü.

***

Melany White

Bu adam bayağı uzun süredir buradaydı. Anlamadığım şey madem gözetliyorsun ne diye bembeyaz giyip kendini açık ediyorsun ki? Amacı farklı bir şey olabilir miydi? Belki de yakalanmak istemişti.

Jace, adamı sürüklerken Koruyucu binasının kapısına kadar gelmiştik. 3 senedir değişmeyen tek şey her bu kapıya geldiğimde istemsizce gözlerimin dolması ve titrek bir nefes almamdı.

"Hala mı?" diye sordu Jace alayla. Her ne kadar benimle çok kez bu konu hakkında dalga geçse de onun da içi burkuluyordu. O da her gün onu özlüyordu.

Aralarındaki şey tam olarak ne bilmesem de onlar hep yakındı ve Jace, onun eksikliğini çok fazla hissediyordu. Yine de umursamazlık maskesini yüzüne yerleştirmekten vazgeçmiyordu.

İçeri geçip adamla beraber zindanlara yöneldik. Diğerleri orada bizi bekliyordu. Onun adını anmıyorduk. Annesinin kesin emri vardı.

"Bizi bırakan birinin adını anmak yasak! Ona en büyük ceza unutulmak olacak!"

Sesi hala kulaklarımda yankı yaparken nasıl bu kadar acımasız olabildiğini anlamıyordum. O senin kızın, aptal! Kızı o hale biz soktuk. Bizim suçumuzdu! Onun değil.

"Düşünmeyi kes, Melany." dedi Jace sertçe. En nefret ettiği şeylerden biriydi bu ama düşüncelere dur demek o kadar da kolay değildi. "Haklı olduğumu biliyorsun." diye mırıldandım. Bizim suçumuzdu ve düzeltmek için elimizden en ufak bir şey gelmiyordu.

"Üç yıldır onu arıyoruz, Melany. Tamı tamına üç yıldır ve o istemediği sürece onu bulamayız. Bunu sen de en az benim kadar iyi biliyorsun. Onu bulmak için her şeyi yaptığımı ve yapmaya devam edeceğimi da biliyorsun ama anlaman gerek. Amelia'yı hafife alma."

Onu kafamla onaylamakla yetindim. Jace bir şey diyorsa her zaman bir sebebi vardı. Yalnızca ona çok alışmıştım ve hala zor geliyordu. Etrafta saatli bir bomba gezmeyince çok sıkıcı oluyordu her şey.

" Sonunda geldiniz. " dedi Amelia. Favori hainim. İfadesiz bir şekilde olacakları izledim. Amelia bir kova suyla beyazlı adamı uyandırırken Derek, Alex, Luke, Kathlan ve Lider izlemekle yetindi.

"Konuş bakalım. Kimsin sen?" diye sordu Amelia. Beyazlı adam ona aşağılayıcı bir şekilde güldü. "Benden bilgi alamazsın, Amelia. Boşa uğraşma." Onun ismini bilmesine şaşırmamıştım. Buraya bir amaç için girmişti ve bunu öğrenmek istiyordum.

Koruyucular / TAMAMLANDI / DÜZENLENECEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin