Ölüyordum.
Hayır, fiziksel olarak değil. Ben ruhsal ve psikolojik olarak çökmüştüm. Beni, ben bitirmiştim. Kendi kendimi yemiştim. Suçluluk duygusu en güçlü duyguydu. Aşk, sevgi, nefret ya da öfke onun yanında bir hiçti.
Suçluluk duygusu, sizi aşkınızdan ederdi. Suçluluk duygusu, nefretinizi söndürürdü ama intikam ile harlanırdı.
Öyle büyük bir suçluluk çekiyordum ki kendinden vazgeçiyordum. Öyle büyük bir intikam alma isteği vardı ki içimde sırf Melany daha fazla acı çeksin diye ölmeye hazırdım şu an.
Bazı insanlar fiziksel şiddetin daha ağır olduğuna inanırdı. Ben ise psikolojik şiddete.
İki silah vardı ortada. Biri Melany'nin elinde diğeri ise ben de. Birinin namlusu kafamda diğerinin namlusu Jace'in kafasında. İkimizin de elleri titriyordu.
Yağmur son hız yağıyordu. Hepimiz sırılsıklam olmuştuk. Bir kan gölünün ortasında birbirimize düşmüştük. Etrafımızda sayısını bilmediğim kadar kurt cesedi vardı.
Dizlerimin üstünde beni öldürmesini söyledim ona. Yoksa kardeşini, sevgilimi öldüreceğimi söyledim.
"Yapamazsın. Ona bu kadar değer verirken canını alamazsın." dedi titrek bir sesle. Parmağımı tetiğin üzerine getirdim.
"Annem de buna güvenmişti." dedim yüzümde oluşan psikopat bir gülümseme ile. Kafayı yemiştim. Gerçekten ama gerçekten sıyırmıştım.
Bunu yapmayacaksın.
Emin misin?
"Jace sana zarar vermedi, Alanis. O hep yanındaydı. Bunu yapamazsın. Ona aşıksın." Histerik bir şekilde güldüm.
"Yaptıktan sonra görüşürüz." Gözlerimi mavilere diktim. Benimle göz göze gelmeyi bekliyordu. İfadesizdi. Anlamaya çalışıyordu. Neyi anlamaya çalışıyordu?
"Yapacak mısın?" diye sordu sakince. Nasıl bu kadar sakindi, Jace?
"Yaparsam benden nefret eder misin?" fiye sordum korkak bir sesle. Alacağım cevaptan korkuyordum ama deli gibi duymak istiyordum. Ne değişken bir ruh halim vardı bu aralar.
"Etmem. Ben senden nefret edemem ki..." Silahı tutan elim titredi. Kaşlarım çatıldı. "Etmen lazım ama. Seni öldüreceğim, Jace. Size bahsetmiştim. Benim silahımdan çıkan kurşun ile ölüyorsun."
Kafasını iki yana salladı. Az sonra ölecekti. Neden gülümsüyordu hala bana? Sevgime mi güveniyorsun, Jace? Tanrı biliyor ya, şu an benim güvendiğim tek şey de bu. Seni öldürürsem çünkü o kurşun sana değil, bana saplanmış olur.
"Etmememiz lazım. Sana yardım etmemiz lazım. İyi değilsin. Ama olabilirsin." dediği zaman kaşlarım çatıldı sertçe. "İyi değilim ama deli de değilim, Jace. Henüz değil." dedim sert bir sesle. Yardıma falan ihtiyacım yoktu. Bana yalnızca zaman gerekiyordu. Biraz zaman.
"Delisin demedim, Alanis. Zaten değilsin. Ama uzman biriyle konuşmak, farklı bir kişiye anlatmak sana rahat vermez mi?"
"Jace! Psikolağa değil, zamana ihtiyacım var. Bol bir zamana. Ben de olmayan bir zamana."
Gözlerimi ondan ayırıp Melany'ye diktim. "Bas şu tetiğe!" Kafasını iki yana salladı.
Düz bir ifade ile Jace'e baktım. "Özür dilerim, sevgilim." diye fısıldadım.
Ve sıktım.
Bastım o tetiğe.
Çektim o tetiği.
![](https://img.wattpad.com/cover/243307376-288-k312.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koruyucular / TAMAMLANDI / DÜZENLENECEK
Fantasía#Vampir 1. Sırada #Gerilim 81. Sırada #Koruyucu 1. Sırada #Savaş 36. Sırada #Kurtadam 3. Sırada #Korku 77. Sırada Suçluluk, görüp görebileceğiniz en güçlü duygudur. Sizi içten içe tüketir ve hiç davranmayacağınız bir şekilde davranmanıza sebe...