14. Bölüm : Karanlık

2.1K 183 32
                                    

Melany White

Tutulmaya yalnızca birkaç gün kalmıştı ve ben dehşet derecede gergindim. Neler olacağını deli gibi merak etmekle beraber içimden bir ses Alanis'e güvenmemiz gerektiğini söylese de merakım ağır basıyordu. Belki bedelini ağır ödeyecektik ama değeceğini umuyordum.

Ummaktan başka çarem de yoktu açıkçası. Elimden hiçbir şey gelmiyor olması yeterince sıkıcı değilmiş gibi bir de Alex'in, Amelia ve Lider'e her şeyi söyleyesi tutmuştu. Onu durdurmak çok zor olmuştu. Korkunun ecele faydası yoktu ama.

Yıllar önce Alanis bir söz vermişti ve hepimiz onun bu sözünü tutacağını bilecek kadar iyi tanıyorduk onu. Bu üç yılda onu her yerde aramış olmamıza rağmen hiçbir yerde ortaya çıkmamış ve kendini belli etmemişti.

Geçenlerdeki beyazlı adama kadar elbette.

Bize neden kaçmamız gerektiğini söylediğini bilmiyorduk. Deli gibi araştırma yapsak bile Tutulma hakkında pek fazla bilgi yoktu arşivlerde. Gerisi de bilenen şeylerdi zaten. Neydi bu kadar gizli olan? Neden tüm arşivlerden silinmişti? Bir de Koruyucu kütüphanesi en büyük kütüphane denir. O halde ne olmuştu da saklama gereği duymuşlardı?

"Ne düşünüyorsun böyle sevgilim?" dedi dudaklarıma uzun bir öpücük bırakan Alex. Anında ona karşılık verirken düşüncelerim çoktan dağılmıştı. Onu hissetmek ve onu sevmek güzeldi. Nefes nefese ayrılırken alnını alnıma yasladı. Gözlerimi kapatıp bir süre yalnızca onu hissetmeye kadar verdim. Yalnızca o ve ben varmış gibi. Yalnızca o ve ben.

"Seni seviyorum." dedi birdenbire. İstemsizce gülümsedim. "Ben de seni seviyorum." dedim hiç tereddüt etmeden. O benim her şeyimdi. Alanis ortadan kaybolduktan sonra yanımda olmuştu. Zaten ona karşı boş değildim. Aramızın olmaması olasılık dahilinde bile değildi.

"Ona güveniyor musun?" diye sorduğu zaman hiç düşünmedim. "Kendimden daha fazla." Hafifçe güldü. "Kimseye güvenmememiz gerekiyordu en son."

Amelia öyle söylemişti. Ailemizden biri bize ihanet edebiliyorsa herkes ihanet edebilirmiş. Bu yüzden kimseye güvenmeyecekmişiz.

"O farklı, Alex.. Tıpkı senin gibi. Jace gibi. O, Jace ve sen olmayan ailem gibisiniz."

"Sonunda beni hatırladığında sevindim, küçük kız kardeşim." Jace'in alaylı sesi kulaklarıma dolunca Alex'ten ayrıldım. Gözlerimi devirip abime sarıldım. O da bana sarılıp saçlarımı kokladı.

"Sen benim her şeyimsin, Melany. Seni kaybedemem." diye fısıldadığı zaman ona aynı şekilde karşılık verdim. "Ben de abi." dedim daha sıkı sarılıp. Saçıma bir öpücük bırakıp ayrıldı.

"Bir şeyler buldun mu?" diye sordu içeri giren Luke. Onu Derek takip etti. "Kızıl Ay, vampirlerin kutsal bir günüdür." dedi Kathlan gelip. Yanında bir kız getirmişti.

"O kim?" diye sordum kafamla gösterip. Kuşkulu bakışlarla onu süzmeye başlamıştım bile ama onun bakışları Alex'in üzerindeydi. Kaşlarım hafifçe çatıldı ama tepki vermedim.

"Bir cadı. Karanlık Ay hakkında bildiklerini anlatacak. Ona güvenebilirsiniz." Kimse itiraz etmedi. Alanis'i her yerde arayan biriydi o. Elbette bize yardımcı olacak bir şeyleri vardı. Olmak zorundaydı. Çünkü bizim elimizde hiçbir şey kalmamıştı.

"Karanlık Ay, kara büyünün asıl kaynağı olmakla beraber saf kötülük ve karanlık içerir. Karanlık Ay zamanı, gecenin karanlığına saklanan her türlü doğaüstü varlık kendini gösterir. Ta ki ay batana kadar. Ay gökte yükseldi-"

"İşte! Bunu anlatmaya çalışıyordu!" diye kestim kızın sözünü. Karanlık varlıklar ortaya çıkacak ve anlamadığım bir şekilde birleşeceklerdi. Ardından ilk hedefleri burası olacaktı. Çünkü...

Koruyucular / TAMAMLANDI / DÜZENLENECEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin