Alanis Adrienne Barbra...
Boynumdaki sızı ile gözlerimi zorlukla araladım. Görüntü birkaç saniyenin ardından netleştiği zaman bana bakan Mark'ı gördüm. Ona zorlukla içten bir gülümseme gönderdim. Ah, her yerim ağrıyordu.
"Mark? Hey, gelmişsin." diye mırıldandım. "Nasılsın, güzel Varisim?" diye sordu sakince.
"İyiyim de sen neden buradasın? Bir sorun mu var?" dedim endişeyle. Gülümsedi. O gülümseyince için mutlu oluyordum. Ama işte boştu. İçi de dışı da boştu, Mark'ın. Garip bir adamdı. Ama bu garip adam benim ailemin bir parçasıydı.
" Kalkmak ister misin?"
"İyi fikir. " Onun da yardımı ile yataktan kalkarken zorlukla ayakta duruyordum. Çok yorgun hissediyordum. "Çok yorgunum, Mark."
Yüzümü hafifçe tutup kendine doğru çevirdi. İşaret parmağını dudağımda gezdirdi. "Dudaklarında başkasının izi var."
Hafifçe geri çekildim. "Jace." diye fısıldadım. "Jace var." aniden kaşlarım çatıldı. "Ama sen bunu zaten biliyorsun, öyle değil mi?"
Birkaç saniye kararsızlıkla bana baktı ama sonra aniden beni öpünce dehşete uğradım. Ona Jace var demiştim. Onu itmeden hemen önce içime bir şeylerin aktığını hissetmiştim. Karanlık'ı içime yolladığını fark ederek geri çekildim hızla.
"Sen... sen bana ihanet mi ettin?" dedim hayretle. Bana bunu nasıl yapardı? Ona bu kadar güvenirken hem de... Karanlık damarlarımda dolaşmaya başlıyordu. Bunu hissediyordum. Dizlerim beni taşıyamayınca Mark'ın kolları arasına yığıldım.
"Hayır, güzelim. Sana asla ihanet etmem. Ama onlar varken sonsuza dek benim olamazsın." Seni aptal herif! Ne yaptın sen?
Anılarım bir bir gözlerimin önünden geçip yok olurken Karanlık kalbime ulaştı. "Sen... benim ailemin bir parçasıydın." diye fısıldadım hayal kırıklığı ile.
Karanlık ilerleyip beynimi ele geçirirken yalnızca ismim kaldı aklımda. Ne olduğum durum ne de yaşadıklarım vardı artık. Ne de Jace.
"Uyandığın zaman sonsuza dek birlikte olacağız, güzel Varisim."
Bilincim kararırken kim olduğumu bile unutmuştum.
***
"Alanis! Alanis, uyan!"
Alanis?
Gözlerim kapalı olduğuna göre bu ben oluyorum?
Gözlerimi zorlukla açtıktan sonra karşımda siyahlar içinde bir adam gördüm. "Sen de kimsin?" diye sordum endişeyle geri çekilirken. İçimden bir şeyler kırmızı alarma geçti sanki. Bunu hissettim. Yani güvende olmadığımı.
"Ben Mark! Hadi Alanis!"
Mark?
Neden ondan karanlık bir aura yayılıyordu? Neden gölgeler ardından geliyordu?
Zorlukla olduğum yerden doğruldum. Revirdi burası galiba. Üzerimde siyah deri büstiyer ve siyah bir deri pantolon vardı. Ayaklarımda siyah deri botlar vardı. Üzerimde de siyah deri bir uzun kollu pelerin vardı. Sırtımda siyah çift samuray kılıcı duruyordu ve birçok silah daha...
Ben ne zaman giydim ki bunları? Ben neredeyim ki? Lanet olsun! Neden beynim hem bu kadar boş hem de bu kadar doluydu? Üzerimden tır geçmiş gibi hissediyordum.
Az önceki adam ortadan kaybolmuştu bile!
Aşağıya inmeye başladığım zaman üzerimdeki gözler umurumda değildi. Kapıları açıp binadan ayrıldığım zaman üzerine birkaç bakış daha dikildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koruyucular / TAMAMLANDI / DÜZENLENECEK
Fantasía#Vampir 1. Sırada #Gerilim 81. Sırada #Koruyucu 1. Sırada #Savaş 36. Sırada #Kurtadam 3. Sırada #Korku 77. Sırada Suçluluk, görüp görebileceğiniz en güçlü duygudur. Sizi içten içe tüketir ve hiç davranmayacağınız bir şekilde davranmanıza sebe...