31. Bölüm : Bir Gün...

1.4K 138 9
                                    

Babamın sözleri ile herkes koltukların birine oturdu. Tüm dikkatim ise babamın üzerindeydi. Geldiğine göre konsey üyesi işini halletmişti.

"Sen yalnızca on yaşındaydın, Alanis. O arabada öldüğünü sandığın yalnızca annen değildi. O arabada ikizinde ölmüştü. Yani ben öyle sanıyordum."

Derin bir nefes aldı. Annemi hatırlamak ona acı veriyordu. Hele onu benim öldürmüş olmam daha acıydı.

"O günden sonra sürekli ateşler içinde kaldın. Annenden çok ikizini özlüyordun. Sürekli onun adını sayıklıyordun ve çok kötü hasta oldun, kızım. Eğer hafızanı silmeseydim ölecektin. Buna izin veremezdim. Ben de senin aklından ikizini sildim. Tüm varlığını unuturdum. Dünya üstünden her türlü izini sildim. Sen iyileştin. Büyüdün. Ama hafızanı geri vermedim. Canın yansın istemedim. "

Ardından birkaç sözcük söyledi ve iki parmağını alnıma bastırmadan önce bana baktı. "Orada başka şeyler de var. Hoşuna gitmeyecek şeyler. " kaşlarım çatıldı sertçe. Bakışlarım ikizime döndü.

"Öğrenmek istiyorum." Ardından gözlerimin önünde anılar geçip gitti.

Ama eğer önceden bilseydim unutmuş olarak kalmayı tercih ederdim.

***

" İkiz! " Bana doğru koşan Boreas'a sırıttım. " Buradayım! Hahaha! Beni bulamazsın ki! "

" Buldum seni! " deyip üzerime atladı ikizim. Saklandığım ağacın önüne düşmüştük ikimizde. Kahkahalarla gülüyordu. O sırada annem geldi. İkimize sarılıp öptü bizi. Ardından hep beraber içeri girdik. Dördümüz beraber çok güzel bir yemek yedik.

O yemeğin beraber ve mutlu geçireceğimiz son akşam yemeği olacağını nereden bilebilirdim ki?

***

"Arabaların renklerini nasıl tahmin edebilirsin, anne?" diye sordum hayranlıkla. Annem bana güldü. "Ufacık bir hile yapıyor olabilirim, çiçeğim. Aynadan bakıyorum."

Mızmızlanıp kollarımı göğsümde birleştirdim. "Ama bana ne! O zaman sen kazanmış sayılmazsın ki!" annem ile babam güldü.

Boreas, bana doğru uzanıp gözlerimi kapattı ve "Tahmin et!" dedi. Gülerek "Beyaz." dedim. Bir anda ellerini çekti ve "Bilemedin." diye bağırdı zaferle.

Omuzlarım düştü yenilgiyle. Sonra aklıma bir fikir geldi. Hızla ileri atıldım ve "Sıra sende anne!" diye bağırıp annemin gözlerini kapattım.

Her şey o sırada oldu zaten. Ailemiz o gün parçalandı. Ben yaptım.

***

Gözyaşlarım yanaklarımdan akarken hıçkırmamak için elimi ağzıma bastırdım. Ailemizi ben mahvetmiştim. Ailemizi ben yok etmiştim. Ailemize ben son vermiştim. Ailemizi ben dağıtmıştım. Her şeyi hatırlıyordum. Lanet olası her şeyi hatırlıyordum.

Ben yapmıştım. O gün o arabayı yoldan çıkaran bendim. O gün o arabanın kaza yapmasına sebep olan bendim. O gün o arabayı uçuruma süren bendim. O gün ailemi sonsuza dek yok eden bendim.

Lanet olsun! Bin kere lanet olsun!

"Bendim." dedim mahvolmuş bir sesle. Kafamı kaldırıp babama baktım. "En başından beri bendim. O arabayı yoldan ben çıkardım. Annemi ve ikizimi ben öldürdüm. En başından beri ailemizi dağıtan bendim. Aman Tanrım..."

Koltuktan kalkıp yürümeye başladım. Buna inanamıyordum. Bendim. Bendim.

"Lanet olsun!" deyip koltuğa tekme attım. Odanın ısısı hızla düşüyordu. "Bendim! En başından beri ailemizi yok eden bendim! Her zaman bendim! Annem bu yüzden bana kızgındı! Arabayı ben uçuruma sürmüştüm!"

Koruyucular / TAMAMLANDI / DÜZENLENECEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin