Kesilen Sahneler

1K 108 3
                                    

Ha sik... Acıyan parmağımı birkaç saniye dilimle söndürmeye çalışıyorum. Sonunda hepsi yanıyor, epi topu dört mumun bu kadar zamanımı almasına hayret etmeyi bir kenara bırakıp saati kontrol ediyorum. Perfect timing.

Salona döndüğümde önce şaşırıyorum, sonra şaşırdığıma şaşırıyorum. Yorgunluktan koltukta uyuya kalmış. Proje teslimleri gül güzelini çok çarpıyor. Normalde uyanmasın diye soluğumu düşürüp odamıza taşıyacağım kadar da güzel gözüküyor. Ama bir yaşına daha giriyorsun güzelim, ki bu da benim için bile kutlanmaya değer nadir şeylerden biri.

Yavaşça koltukta yanına otururken pastayı kahve masasına bırakıyorum. Neyse ki markette şu uzun havalı mumlardan varmış, küçükler olsa şimdiye bitmişti.

Boş yapmayı bırakıp Gülce'nin uyurken ısınmış bedenine doğru eğiliyorum, kollarımın arasına çekip eşlik etme isteğine zar zor mukayyet oluyorum. Yüzüne gelmiş saçlarını kenara alıp yanağını seviyorum, "Gül güzeli." diyerek seslensem de tepki alamıyorum. Hızla mumları kontrol ediyorum, süre daralıyor. Böyle olmayacak, pastayı elime alıp daha yüksek sesle deniyorum şansımı.

"Yavrum, uyan hadi."

"Canım." diyerek kıpırdanıyor yerinde. Ama tam olarak uyanmaya da yanaşmıyor.

"Güzelim, hadi bebeğim." Yavaşça gözüne çektiği elini alıp üstüne bir öpücük bırakıyorum. Hafifçe gülümseyip beni kendine çekmeye çalışan karımı zor da olsa redediyorum. Bu da can?

Sonunda gözlerini açıyor gül güzeli. Birkaç kez kırpıp fark ettikleriyle hızla ayaklanıyor, canının hiç kıymeti yok. "Yavaş güzelim başın dönecek."

"Yaa Mete." derken hızla gözlerini dolduruyor. Artık mumlarından bir hayır gelmeyen pastayı masaya geri bırakıyorum. Gülce'yi kolumun altına alıp başının tepesine bir öpücük konduruyorum. Mis.

"İyi ki doğmuşsun karıcığım."

Burnunu çekip kollarını bana doluyor, "Sen de." Bir süre kollarımın arasında bir yaş daha alan karımı seviyorum sonra, adet yerini bulsun diye mutfaktan pakette kalan son mumu ve çatalı alıp salona dönüyorum.

Gül güzeli yeniden yanan mumla birlikte ışıldıyor. Hızla bir şeyler dileyip üflüyor sağ kalan son muma.

"Seni çok seviyorum Mete Dilmen."

"Ben de gül güzeli." İşler hiçbir zaman olağan seyretmediği için Gülce beni abartıyor. Nihayet onun doğumunu kutladığımıza, bunun benim şükür sebebim olduğuna ikna oluyor ya da olmuş gibi yapıp beni geçiştiriyor. Kollarımın arasında olduğu sürece gerisiyle çok uzun soluklu ilgilenemiyorum.

Pastayı bitirene kadar keyifle ikimize pay ediyor. Öyle güzel ki, hala evimdeki varlığına inanamıyorum. Böylece benimle olduğuna, karım olduğuna. Tam uzattığı son lokmayı yerken fark ediyorum, hediye. Akıl bırakmıyor ki adamda.

Arka cebime uzanıp kutuyu çıkarıyorum. Böyle bir an yaşayacağımı düşünmezdim ama ya beğenmezse diye endişeyle çarpıyor kalbim. O taşlı olanı mı alsaydım lan? Hale bak.

"Ne gerek vardı bebeğim, sen benim eeeen büyük hediyemsin zaten." derken bile isteye abartıyor hareketlerini. Sevimli burnunu sıkıyorum, yalancı.

"Aç bakalım, Pinokyo."

Kutuyu açıp beğeniyle bakınca rahatlıyorum. Oh be.
Bilekliği hevesle takıyor, "Ayy çok güzel bu Mete, çok teşekkür ederim." Bir süre bileğini sallayıp şirin şirin sırıtıyor, bu gece kendime de böyle bir kız çocuğu hediye etmek niyetindeyim. Tamamen annesine çeksin. Bir gen parçasında bile gözüm yok.

Nihayet bana dönüyor gül güzeli. Kollarını boynuma dolayıp kremalı dudaklarını yanağıma bastırıyor.
"Çok sevdim."

Ben de dudağını öpmekten geri durmuyorum, tamamen temizlemek amacıyla yalnız. Yanaklarımı, yüzümü batırıyor sonra. "Sevindim ama böyle olmaz yavrum, gerçek bir teşekkürü hak etmedim mi sence de?" derken iyice kucağıma çekip ikimizi de kaldırıyorum.

"Bu senin doğum günün değil ki hayatım benimki ya, karıştırıyor musun acaba?" diyerek bilmiş bilmiş ama çok yanlış yerden girişiyor. Harika pas hayatım. Keyifle gülüyorum,

"Hadi seni dünyanın en mutlu kadını yapalım o zaman." ve dokuz ay sonra da annesi.

Omzuma hafifçe vurup ağzını hayretle açıyor,
"O ne özgüven öyle?"

Ufak bir kaş hareketi yapıyorum sadece, konuşturma beni güzelim. Daha faydalı şeyler yapmamız gerekiyor.

*

Selaaam,

Özleyenler ve yeniden izlemek isteyenler için işte geldik burdayız.

Beğenirseniz yıldız çakın! Siii yu.

Gül İmparatorluğu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin