Bölüm 31/Gülce

1.1K 132 16
                                    

"Pes.. Pes Seda. Hiç söylemeseydin bana kral ya..."

"Şşşh. Bağırmasana kızım. Çocuk bu apartmanda oturuyor biliyorsun di mi?" Panikle el kol yapıyor bir de utanmaz. Hadi oradan. Hatta dedemin de söylediği gibi, ha sik...

"Ya bırak Allah aşkına. Düğünden bir gün önce mesaj çekseydin bana ya yormasaydın böyle kendini."

"Ya bir otur da dinle be kızım. Daha çok yeni diyorum. Nasıl sana hemen söyleyeyim adam Mete'nin en yakın arkadaşı. Benim yüzümden kocanın arkasından iş çevirme diye söyleyemedim diyorum. Hem karşılıklı olacağını da beklemiyordum, takdir edersin ki. Karşılık mı gördük şimdiye kadar? Bana üzül istemedim, çünkü çok üzülüyorsun loçkasi."

Bak bak, laflara bak. "Ya çeviririm de üzülürüm de sen niye kararlar veriyorsun benim adıma? Gidip Mete'ye mi söyleyeceğim, ne sanıyorsun sen beni?"

"Ya onu mu diyorum kızım ya? Biliyorum söylemeyeceğini ama. Ne bileyim Gülce, ben de Orhan'a aşık olmayı beklemiyordum. Bana da sürpriz oldu. Sonra işte iki gece önce öğrendim. Ne bileyim adamın da beni yani..?"

"İki gece diyor, iki gece uyudun bir de bunun üstüne. Helal olsun." Nereden geldiğini kestiremediğim sinirimle kalkıyorum. Kızgın değilim ama bir çıt sesi duyuldu içimden. Sen de mi Brütüs?

"Otur da anlatayım her şeyi, hadi gül güzeli?"

Yoo Seda hanım, her şeyin bir zamanı vardı. "İşim vardı benim zaten, sonra konuşalım. Nasılsa sen bensiz de güzelce idare ediyorsun maşallah."

"Yapma bunu, yapma bunuuu." Hiç öyle bakma şimdi.

"Hadi Allah'a emanet ol." diyerek kapıya doğru yöneliyorum.

"İnatsın inat. Gel de dinle, öpüştük adamla. Öküz öyle gelip ilanı aşk etmedi, çekti öptü. Sonra da ses seda yok. Ve oradaki Seda yok kısmı sadece mecaz değil, hayatında da bir Seda yok."

İşte bu kırılma noktam oluyor, Seda'nın elbette hayatı burnundan getireceğim ama. Şu durumda değil. Ceketimi çıkarıp koltuğa geri geçiyorum. Sonra hikayeyi tüm detaylarıyla dinliyorum. Seda'nın gözleri bulanınca yine delleniyorum ama bu kez ona değil. Orhan'a. Bak bak adama bak. Sen kimin arkadaşını öpüyorsun öyle tutup kolundan, sonra da basıp gidiyorsun?

Yine ayakta buluyorum kendimi.

"Gülce?" diyerek korkuyla bakıyor Seda.

"Bir sigara içeceğim." diyerek merdivenlere çıkıyorum. Seda daha tedbirli davranıp camın iç kısmında evde kalıyor. Nasıl bir öküzsen Orhan, kız kendi evinde dışarılara çıkamıyor. Ayaklarım, ellerim onların camını başlarına indirmek istese de yapmıyorum öyle şeyler. Sırf Mete ve Melih'in hatırına. Bir de bu salağın. Ben size benim arkadaşlarımı özellikle de Seda'yı üzmeyin demiyor muyum insanlar? Bu kadar zor mu bu?

"Düdük makarnası." diyerek dil çıkarıyorum. Buruk bir gülümseme beliriyor dudağında.

"Sivri kafa."

Sonra sakinleşiyoruz. Ben sakinleşiyorum daha doğrusu, Seda'nın üstünde ona hiç yakışmayan bir mahzunluk var zaten.  Orhan.. Orhan, o sana yedirdiğim yemekleri burnundan getirmezsem ben de. Bundan sonra bizim evi de Mete'yi de unut.

"Mete'ye söylemek yok."

"Tamam kızım ya. Söylemeyeceğim tabiki. Ama o bana söylerse yapacak bir şey yok."

"Ona eyvallah."

"Gerçekten gitmem lazım, okula uğrayacağım."

"İyi ki varsın Gülce Dilmen." Hiç şirinlikler yapma Seda hanım.

Gül İmparatorluğu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin