54. Bölüm Şehvet

3K 269 119
                                    

Hoş geldiniz💞

Elimde olmayan sebeplerden dolayı bölüm gecikti telafisi olacak inşallah.


Sizler için uzun bir bölüm getirdim. Yeni sorular alınan cevaplar bu bölümde. Eski bölümlerde anlatmadığım bazı şeylerin bazılarını bu bölüm açığa çıkardım.

Multimedyada Hakan Akkuş I Can't Be var. Gerçekten güzel oldu sizlerin de beğeneceğine eminim.


Sensiz Asla kahvelerimizi yapalım ben de burada olacağım. Buyrun bölüm sizlerin keyifle okuyun. Değerli yorumlarınızı bekliyorum🌷🌷🌷



Denizin dalgaları yat'ı beşik misali sallarken esen rüzgar camlara tiz sesini bırakıp gidiyordu. Yiğit, belinden kavradığı kadını su misali içine çekercesine öpüyordu. İlk ve son öptüğü günden bu yana hasretini doya doya gideriyordu. Aldığı karşılıkla kendinden geçerken öpmesi hırçın bir hale dönüştü. Aynı şekilde karşılık alınca hızla duvara dayayıp ellerini tutarak iki yanına sabitledi. Peri'nin kendini bıraktığını anladığı an aldığı zevk katlandı, ayakları yerden kesildi. Dudakları aynı hırçınlıkla boynuna indiğinde Peri gözlerini kapatıp nefes nefese bir halde kalırken dizlerinin dermanı kesildi. Boynundaki yanık izleri şehvetle öpülürken tiz bir nefesi bıraktı dudaklarından. Ne kıpırdayabiliyor ne de düşünebiliyordu. Kendini Yiğit'in kollarına bırakmıştı ve onun dudaklarının köprücük kemiğinin üzerine geldiğini hissettiği an yığılmamak için kendini zor tuttu. Yiğit'in aniden dudaklarına tekrar kapanmasıyla nasıl olduğunu anlamadan karşılık verdi. Boşta kalan kolları onun belini sardığında saçları sertçe tutulsa da canı acımıyordu. Aradan geçen zaman sonrası Yiğit'in öpmesi hırçınlıktan uzaklaşıp tutkuya bulandığında kendini kontrol ederek yavaşça çekildi. Peri'nin gözlerine kilitlenip kaldığında gördüğüyle içindeki çığlığı derinlerine gömüp kaldı. Nefes nefese bakıyor, nefret eden kadının böyle bakmasına anlam veremiyordu. Parmakları, yüzünü sessizce dolaşırken tutuk ifadesi de gittikçe derinleşiyordu. İkisi de aynıydı.

Şaşkın, suskun, sessiz...


Sessizlik gümbür gümbür gelirken, sadece nefes sesleriydi duyulan. Peri, tutuk ifadesiyle bakıyor, titreyen hızlı nefesleri gittikçe yavaşlıyordu. Yiğit'in sevgi dolu ama şaşkın gözlerine dalıp giderken bakışlarını kaçırmak istedi yapamadı. Çekip gitmek istedi ama kıpırdayamadı. Yüzü okşanırken gözlerini kapatıp kaldı. İçi karmakarışık duygularla donanırken ağıt hissinin üzerini örtüp yutkundu. Gözlerini yavaşça açtı aynı ifadesiyle bakıp kaldı.


"Bunu bir daha yapma" dedi kısık sesiyle. Aldığı karşılıkla dili tutuldu yeniden.


"Yaparsam karşılık verme."


"İstemedim."

"İstemeseydin yanına yaklaştırmayacağını biliyorum."


Peri gözlerini kaçırdı nihayet. Ne söyleyeceğini bilemez halde kalırken hızla gidip geceliğini alarak banyoya girdi. Yiğit arkasından bakarken yüzünde belli belirsiz bir gülümseme peyda oldu. Şaşkındı ama mutluydu. Mutluydu ama kırıktı bir tarafı. Kırıktı ama güçlüydü. Güçlüydü ama yıkılmak üzereydi. Şu an yapacağı tek şey vardı ve hemen yapacaktı.

***


Buz gibi sisli havada boğazı izliyor elindeki sıcacık kahvesini yudumluyordu. Yüzündeki gülümseme büyüdükçe büyüdü küçük bir gülüş savruldu dudaklarından. Kahvesinin son yudumunu içip ellerini cebine koydu birkaç adım atarak Yat'ın ucuna geldi. Siyah denizi izlerken içi içine sığmıyor yerinde duramıyordu ama bedenen değil ruhen. Yanılmamıştı işte! Bu zamana kadar hislerinde asla yanılmamıştı! O kara günde de böyle olmuştu ama hislerinin doğru olduğunu o zamanlar bilmiyordu. Keşke bir atak yapsaydı da o günleri yaşamasaydı...

Sensiz Asla Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin