61. Bölüm Tutku

2.7K 272 138
                                    

Höllö🧚‍♀️

Bölüm birkaç gün gecikti ama upuzun beklediğinize değen bir bölümle geldim sizlere. Beğeneceğinizi umuyorum.

Gecikmesinin nedenini sizlere ileride açıklayacağım hem de güzel bir sürprizle. 🧚‍♀️🍀🍀🍀🍀🍀

Alacakaranlık filmini izlediniz mi? Ben her sene Şubat Mart aylarında mutlaka izlerim. Bu filmde kullanılan bir şarkı var o kadar severim ki şarkıyı. Geçen gün filmi izlerken multimedyadaki şarkı çıktı ve bu bölümü aklımdan yazdım sonra buraya döktüm.

Muse, albümüyle aynı ismi taşıyan Supermassive Black Hole şarkısını söylemiş. Şahane de olmuş. Dinleyerek okumanızı tavsiye ediyorum.

Sensiz Asla kahvelerimiz hazırsa buyrun bölüm sizlerin. Yorumlarınızı esirgemeyin lütfen. Ben de seve seve cevaplamaya çalışacağım.

Keyifli okumalar 🧚‍♀️


Saatine bakıp sabırsız bir halde tek ayağıyla yere vurarak ritim tutturmaya başladı. Geleli yarım saat olmuştu ve Onur hala gelmemişti! Boş kahve kupasını birkaç kez daha çevirdikten sonra saatine tekrar baktı.


"Yiğit Bey özür diliyorum, beklettim sizi."

Onur gelince kalkmadan elini uzatıp tokalaştıktan sonra eliyle masayı işaret etti.

"İnsan elinde olmadan gecikebilir ama bunu belirtmek için araması lazımdır ya da mesajla bildirebilir. En azından ben öyle yaparım."

Onur mahçup ifadesiyle elindeki çantayı masanın üzerine koyarken "haklısınız" dedi. "Yağıştan dolayı yollarda çukur oluşmuş. Teker patlayınca o telaşla arayamadım. Bir an önce bitireyim sizi bekletmeyeyim dedim."


Yiğit, sessiz kalırken merakla çantaya baktı bir an, sonra yanına gelen garsona kahve söyledikten sonra Onur'a döndü.


"Önemli değil. Bu kadar acil çağırınca merak ettim doğrusu."


Onur ses etmeden çantayı açıp içinden birkaç tane dosya çıkararak Yiğit'in önüne doğru sürüdü.


"Hapisten çıktığımdan beri her şeyi didik didik ettim. Haluk Amca'mın girdiği ihaleleri attığı imzaları ihaleye giren şirketleri ve aklınıza gelecek gelmeyecek her şeyi toparladım. Aylardır bununla uğraşıyorum."


Yiğit kabarık dosyaya bakarken kaşları hayretle kalktı. Kendisi kaç zamandır uğraşıyordu ve bu kadar bilgi edinmesi mümkün olmamıştı. Onur, onunla daha yakındı şirketi de biliyordu ve bu da işini kolaylaştırmıştı. Dosyayı alıp açtı içindekileri okumaya çalıştı ama zorlanmaya başladı. Gözlüğü olmadan okuması mümkün değildi. Sanki okuyor gibi puntosu büyük olan yerlere göz atarak birkaç sayfayı çevirdi ve anladığı bir şey vardı o da Onur gerçekten çok sıkı çalışmıştı. İri puntolu yeri okurken kahvesini yudumladı bakışlarını dosyadan çekmeden "tek başınıza mı uğraştınız" diye sordu.



"Bu mümkün değil Yiğit Bey. Birkaç adamım vardı karşı şirkette de köstebek diyebileceğim kişilerin yardımı da olunca başarabildim."


Yiğit başını kaldırmadan dinledi, okuyabildiği yerleri okumaya başladı. Kahvesinden bir yudum daha aldıktan sonra dosyayı kapatıp arkasına yaslandı.


"İşimi kolaylaştırdınız. Dediğim gibi gece gündüz gözetmeden beni her saatte arayabilirsiniz."

Onur, düşünceli gözlerini kapatıp açtı kahvesini ellerinin arasında çevirdi.


Sensiz Asla Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin