42. Bölüm Darbe

2.8K 295 140
                                    

42. Bölüme hoş geldiniz💞

Bölümü gününde attığım için nasıl mutluyum anlatamam💞

Multimedyada ilk kez şarkı yok bu kez şiir var. Hepinizin sevdiğine yüzde yüz emin olduğum Tuncel Kurtiz'den Herkes Öldürür Sevdiğini şiiri var. Ben çok beğendim sizlerin de beğeneceğine eminim.

Ve o güzel yorumlarınızı okuyarak bölümü severek yazdım. Sizden o güzel yorumlarınızı tahminlerinizi merakla yine bekliyor olacağım.💞

Sensiz Asla kahvelerimiz hazır biliyorum❤️ Müzik de benden buyrun bölüm sizlerin💞

Yiğit, anlamayan gözlerle bakarken kalbindeki korku daha da arttı. Bir adım atıp Peri'ye doğru yaklaştı.

"Anlamadım" dedi az çıkan sesiyle. Peri başındaki duvağı öfkeyle çekip attıktan sonra tek kaşını kaldırıp öfkeyle soludu.


"Anlamaman için elimden gelenin fazlasını yaptım ve başarılı da olmuşum."

Öfkeyle bakarken Yiğit yerdeki duvağa bir an bakıp tekrar karşısındaki kadına döndü. İlk kez bir şeyleri anlamakta zorlanıyordu.


"Hiç tanımadığın bir kadına hayatını adadın ve şimdi hiç tanımadığın ben, sana kendimi tanıtacağım. Ama oturmanı istiyorum çünkü anlatacaklarım uzun sürecek."

Yiğit dili tutuk gibi kalırken aklından onlarca düşünce gelip geçiyor birini yakalamadan diğeri geliyordu. Sesini çıkarmayıp Josephine koltuğa yavaşça oturdu. Peri ayakta kalıp bir süre baktı sonra yatağın üzerine oturdu.

"Ben kimsesiz değilim sen öyle sandın ve araştırmaya gerek bile görmedin. Tam araştıracağın sırada devreye ben girdim ve kim olduğumu öğrenemedin. Seni yakından ilk kez mahkeme salonunda gördüm hayattaki tek varlığımı elimden almanı onu hapse attırmanı ağlayarak izledim. Haksız bir dava aldığını anlatmak için aracılar gönderildi ama dinlemeye tenezzül etmedin çünkü sen hiç yanlış yapmazdın!"


Kendini kontrol edemeyip ayağa kalktı, gözlerini Yiğit'ten ayırmadan tekrar oturdu. Yumruklarını yatağa bastırıp birkaç derin soluk aldı, gözlerini kapattı. Gözlerini açtığında Yiğit'in anlamaz çatık kaşlarla kendine baktığını görünce öfkesi azalmadan konuşmasına devam etti.


"Yenilmez avukat, yenildiğinin farkında bile değilsin değil mi? Dürüstlüğü öğrendiğim sevdiğim insanı hapse attırdın ve bu hayattaki tek varlığımı elimden aldın. O gün başlamadı sana olan nefretim. Kıramayacağın birini on dakika dinlemediğini öğrendiğim o gün başladı sana olan nefretim."


Yiğit'in kalbi dolu dizgin atarken bir şey sormamaya sonuna kadar dinlemeye karar verdi. Çünkü mesele büyüktü ki buralara kadar gelmişti. Sevdiği erkeğin intikamını alan biri mi vardı karşısında...?


"Senden intikam almaya yemin ettim ama böyle değil. Çalışıp para biriktirecektim senden daha iyi bir avukat bulup davayı yeniden açacak hayatta ilk kez yenildiğini, yanıldığını sana gösterecektim ama sergiye geldiğin gün her şey değişti. Sevdiğim tek kişinin hapse girmesine sebep olduğun yetmiyor gibi onun sözde borçlarını ödemek için tüm mal varlığını da aldırdın! Bir gecede hem sevdiğimi hem de her şeyimi kaybettim! Yetmedi sergime de engel olmaya çalıştın! Sanki İtalya'dan hayatımı mahvetmeni görmek için gelmiştim."


Yiğit vurgun yemiş gibi kalırken ağzı açık birkaç nefes aldı. Henüz bir şey anlamamıştı ama her şey birazdan çözülecekti. Kravatını gevşetti, nefret dolu kıpkırmızı olmuş gözlerle konuşan kadını dinlemeye devam etti.


Sensiz Asla Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin