40. Bölüm Yara

2.6K 278 58
                                    

Selam arkadaşlar.

Burada yazmaya başladığımdan beri ilk kez bu kadar uzun ara verip bölüm atamadım. Attığınız mesajların hepsini okudum. Gerekli açıklamayı da soran okurlarıma yazdım. Hepinize sonsuz teşekkürler sevgiler❤️

Bölüm sizler için upuzun yazıldı. Multimedyada "Billie Eilish Lovely" var. İnanın çok beğeneceksiniz.

VE UZUN ARADAN SONRA İLK KEZ SİZLERDEN YORUM İSTİYORUM. YORUMLARINIZI DÖRT GÖZLE BEKLİYOR OLACAĞIM❤️

Sensiz Asla kahvelerimiz hazırsa müziği açın buyrun bölüme. Keyifli okumalar❤️








Batikonu kaşına değdirince Yiğit hissettiği acıyı içine gömerek dişlerini sıktı. Peri, onun acı çektiğini anlayınca parmaklarını biraz çekip yumuşak bir şekilde pamuğu bastırıp çekti. Başka bir pamuk alıp dudaklarına bastırırken nihayet buluştu bakışları. Eli hareketsiz dudağında kalırken, Yiğit gözlerini kırpmadan bakıyordu. Bugüne kadar aldığı yaraları hiç önemsememişti. Acısıyla bir bütün olmuştu, bu kez de öyle olacaktı ama şimdi önemseyen biri vardı. Bunu ilk kez tatmanın verdiği şaşkınlıkla sesini çıkaramıyordu. Üstelik bir şey de sormuyordu. Dudağındaki eli bileğinden tutup yavaşça indirdi, elini tuttu.


"Hep mi böylesin?"

Peri, anlamayıp kalırken Yiğit acı dolu gözlerini kapatıp açtı içli bir nefesi sessizce verdi.


"Yaralarımla bütündüm acısı artık benden bir parçaydı. Alışmak istemiyorum."


Peri anlamaya çalışsa da sözlere bir anlam veremiyordu. Yaralar, acı, bütün...?


"İyi bilirim" dedi az çıkan sesiyle. "Bir süre sonra parçan oluyorlar, elin ayağın gibi. Yaralarını göremeyince yokluğunu hissediyorsun bir süre sonra, içimizdeki yaralar yetmiyor gibi. Onları saran olursa anlıyorsun senden bir parça olmadıklarını."


Yiğit, dişlerini sıkarken bakışlarını kaçırıp başını çevirdi. İçindeki çığlık çıkmak için kalbine ciğerlerine baskı yaparken Peri'nin çenesine pansuman yaptığını anlayınca gözlerini kapattı.

"Ne olduğunu sormayacak mısın?"

"Hayır."

Yiğit, başını yavaşça çevirip baktığında yüzünde acı dolu bir gülümseme peyda oldu.


"Yaralarımı umursayan ilk kişisin."

"Acımadığını ya da dayandığını düşündükleri için."


"Acımıyordu."

"Sarmayınca acımaz ama sarılırsa anlarsın acıdığını, acıttığını. Acıyor mu?"


"Çok."


İkisi de birbirine daha da yaklaşınca alınları buluştu. Yiğit'in gözleri kendiliğinden kapandı, nefesleri sıklaşırken nabzı da hızlanmaya başladı. Aldığı kokuyu içine hapsederken bu kadın için düşündükleri... Birkaç gün sonra onu yıkılmış bir halde ağlayarak gelinliği üzerinde bu evden gönderecekti. Az önce verdiği karardan vazgeçmeyecekti! Peri çekilince yavaşça açtı gözlerini, ikisi de sessiz bakışırken gözlerini ilk kaçıran Peri oldu. Eli tutulunca başını eğip elindeki pamuğa bakarken Yiğit onu izliyor karmakarışık hislerinin altında eziliyordu.

Sensiz Asla Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin