19. Bölüm Kan Çanağı

3.3K 561 280
                                    

19. bölüme hoş geldiniz🌷

Bu bölümü çok severek yazdım umarım sizler de beğenirsiniz. Tek dileğim beğenmeniz.


Multimedyada Gripin "Beni boş yere yorma" var. Ne alaka bir şarkı ben de bilemedim. Canım arkadaşım eklemiş ben de yazarken bir baktım bölüm bitti o yüzden de kaldırmadım. Beğenirsiniz diye düşünüyorum.


Sensiz Asla kahvelerimiz hazır biliyorum. Müzik de benden buyurun bölüm sizlerin. Keyifle okuyun🌷



Yaptığı hangi plan tıkırında işlememişti ki? Kendinden emin adımlarla yürüyor her adımda hayatının rolünü yapmaya biraz daha yaklaşıyordu. Sen, kalk gel, kan kardeşiyle arayı aç! Bunu yanına bırakacak biri değildi ve... Su şişesini iki eliyle kavrayıp yanındaki kişiye bakmadan banka oturdu. Şişenin kapağını açıp birkaç yudum içtikten sonra arkasına yaslandı. Bir an yanındaki kıza baktı ama o hiçbir şekilde dönüp de kendine bakmıyordu. Anormaldi işte! Normal olsaydı yanına oturan kişiye şöyle bir bakardı insan! Elindeki telefonuyla uğraşıyor kulaklığını takmış müzik dinliyordu. Buz gibi bir ifadeyle bakıp döndü, denizi izlemeye başladı. O öyleyse kendisi de aynı davranacaktı. Davranacaktı ama şaşkınlığı da geçmiyordu.



Peri, telefonunu kilitleyip bakışlarını denize çevirdi. Yanında oturan kişiye bir an bakıp tekrar karşıya baktığı an nefesini tuttu. Birden dönüp yanında oturan kişiye döndü, biraz geri çekildi. Ağzı açık kalırken kulaklığını çekti hemen. Ahtapot demişti ama bu başka bir şeydi! Adını koyamadığı başka bir şey...


Yiğit, hiç ona bakmıyor denizi izliyordu. İzlendiğini fark etmenin verdiği keyfi derinlerine gömüp suyundan bir yudum aldı.



"Senin burada ne işin var?"



Duyduğu soruyla başını yavaşça çevirdi ve karşısındaki kızı görünce şaşırmış gibi yaptı. Gözlerini kısıp bakarken şaşkınlığı da arttı. Öfke belirdi yüzünde, sonra yeniden şaşkınlığa bıraktı yerini.



"Yürüyüş sonrası dinleniyorum."


İkisi de suspus bakarken Peri'nin gözlerinden akan nefret görülmeyecek gibi değildi. Bu, Yiğit'in keyfini yerine getirirken kaşlarını çatıp hesap soran ifadeyle baktı.



"Hem bir dakika asıl senin ne işin var?"



Peri, öfkeyle karışık gülümserken ağzı hayretten açık kaldı bir süre.



"Sana ne? Seni neden ilgilendiriyor?"


Yiğit'in kaşları hayretle kalktı. Bu kız cidden sinir bozucuydu!



"Benim burada olmam seni neden ilgilendiriyor?"


Peri, bir an geçirdiği şaşkınlıktan sonra alaylı ifadesiyle gülümsedi.



"Bak avukat, sergime geldin, o günden beri gereksiz şekilde karşılaşıyoruz. Hakaret ettin işime engel olmaya çalıştın yetmedi yine hakaret ettin. Şimdi de sabahın köründe yanımda seni görüyorum. Ne işin olduğunu sormam kadar normal ne olabilir?"




Yiğit, gözlerini kırpmadan dinledi. Yüzü dışarıdaki havadan daha soğuk bakışları buz gibiydi. Bu kız konuşunca neden haksız duruma düşüyordu? Oysaki sonuna kadar haklıydı! Buraya ne için geldiğini hatırlayıp soluğunu tazeledi.



"Aslında haklısın biliyor musun?"


Peri, yeni sözcükler hazırladığı sözlerini yuttu, duyduğu cümleyle. Ne demekti haklısın!? Tabii ki haklıydı!



Sensiz Asla Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin