43. Bölüme hoş geldiniz❤️
Bu bölüm yorumlarınızı büyük bir hevesle bekliyorum. Geçen bir yorum okudum hikayenin seyri değişti. O yüzden yorumlar için sonsuz teşekkürler ediyorum❤️ Gözümde oluşan rahatsızlıktan dolayı zar zor yazdım yorumlara dönemedim bölüm de bu yüzden gecikti ama valla hepsini okudum❤️ ve bu bölüm için de sizlerden bol bol yorum rica ediyorum. Bu kez yavaş yavaş yorumlarınızın hepsine döneceğim❤️❤️
Gözlerimdeki rahatsızlıktan dolayı yazım hataları olabilir. Bu defalık mazur görün en kısa zamanda düzelteceğim❤️
Multimedyada ilk kez dinlediğim Aklan Akdağ Sensizlik var. O kadar mı güzel söylemiş müziği sözleri sesi o kadar mı güzel olur ben bayıldım siz de bayılın diye buraya atıyorum.
Hadi o zaman kahveler hazır müzik benden bölüm sizlerin. Keyifle okuyun.
Kızıl kar bulutları dünyanın en güzel şehri İstanbul'un üzerine yavaş yavaş yayılırken tane tane kar döküştürüyordu. Ne güzel İstanbul, ne de yağan kar, biliyordu ki hissettiklerini değiştirmeyecekti. Hele de duyduğu ayak sesi durmuşken. Başını yavaşça kaldırıp baktığında Peri'nin karşısındaki koltuğa oturduğunu görünce gözlerini kaçırdı, sonra tekrar baktı, yine kaçırdı ve en son buluştu bakışları. Kalbindeki ağırlık artarken parmaklarını kenetleyip başını eğdi.
"Günaydın avukat."
Kalbindeki ağırlığı kaldıramayacak duruma getiren sözleri duyunca gözlerini sıkıntıyla kapatıp açtı, başını yavaşça kaldırdı. Peri'nin soğuk bakışları acıtırken kalbini, sessizce "günaydın" dedi sonra bakışları pencereyi buldu.
"Nasıl uyudun?"
Peri'nin ikinci sorusu istemsiz gözlerini kapatmasına neden olurken kendine gelmeye çalıştı. İstediği intikamı alana kadar çabalayacaktı ve ona istediğini vermezse...?
"Uyumadım, sen nasıl uyudun" diye sordu kırık sesiyle. Peri keyifle ellerini kenetleyip arkasına yaslandı.
"Deliksiz uyumuşum."
"Sevindim."
Peri şaşırırken bastırıp alaylı ifadesiyle gülümsedi.
"Ben de uyuyamadığına sevindim."
Yiğit istemsiz gülerken acı doluydu gözleri.
"Hep böyle mutlu olacaksan uyumamayı tercih ederim."
Peri beklemediğini duyunca sarsılsa da boş gözlerle baktı, çünkü söyleyecek söz bulamıyordu.
"Bugün evliliğimizin ilk günü kendini nasıl hissediyorsun?"
Yiğit, kalbine inen darbeleri artık hissetmiyordu sanki şimdiden alışkanlık yapmıştı.
"Senin gibi hissediyorum."
Peri bir kez daha şaşırırken Şevki kahvaltının hazır olduğunu söyleyince, bir şey söylemekten vazgeçip Yiğit'e doğru eğildi.
"Dün gece sana söylediklerim sadece ikimizin arasında kalacak. Evdeki çalışanlar ve çevren bir şey bilmeyecek rahat olabilirsin."
Yiğit tek taraflı acı dolu bir gülümseme gönderip başını kaldırdı.
"Çok düşüncelisin ama benim için önemli değil. Kendini kasma rahat olabilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensiz Asla
General FictionO adamın, mağrur ifadesiyle kimseye bakmadan yanımdan geçişini izledim. Babamı hapse attırıp beni bu hayatta yapayalnız bırakan o adama nefretle bakıp onu kutlayan kalabalığın içinden geçtim. Attığım her adım nefretimi artırırken intikam yemini etti...