55. Bölüm İnfilak

2.9K 278 194
                                    

Telafi edeceğim demiştim. Sizlerin yorumlarını okurken o kadar kötü oldum ki. Dedim ki "Lale yorum cevaplamayı diğer bölüme bırak otur bölüm yaz!"

Ve yazdım. Sizlerin bir daha bölüm geldi mi diye bakıp gelmediği için üzülmenizi istemiyorum çünkü sizler için yazıyorum.


Multimedyada "Mehmet Erdem Herkes Aynı Hayatta" var. Kendisini hiç dinlemem ama şarkısını çok sevdim. Sizlerin de beğeneceğinizi ümit ediyorum.

Sensiz Asla kahvelerimiz hazırsa buyrun bölüme. Keyifle okuyun✅🍀


Arabadan indikten sonra Ümit'le birlikte hızla yürüyor karmakarışık olan aklından hiçbir şey geçmiyordu. Ümit, üstü kapalı konuşmuştu ve o yüzden kendini neyin beklediğini bilmiyordu. Karanlık sokağa sapınca bir an duraksayıp kaldı. Hemen kendine gelerek koşar adımlarla yürümeye başladı. Soğuktan ürperince nihayet fark etti, sadece resim tulumuyla dışarı çıktığını. Paslı demir kapı büyük bir gıcırtıyla açılınca ikisi de hızla içeri girdi. Peri etrafına bakıyor Yiğit'in neden burada olduğuna bir anlam veremiyordu. Yürürken duyduğu seslere bir anlam veremiyor sabırla Ümit'in konuşmasını bekliyordu. Nihayet bir odaya girince Ümit kapıyı çarparak kapattıktan sonra koşarak içeri baktı, sonra paravanın arkasına, en son Peri'ye döndüğünde bakışlarında hayal kırıklığı hakimdi. Elini saçlarının arasından geçirip of çektikten sonra merakla kendine bakan Peri'ye çaresiz gözlerle baktı.


"Geç kalmışız."


"Neye" dedi Peri sabırsız bir halde. "Yol boyu konuştun ama hiçbir şey anlatmadın. Burası neresi Yiğit'in burada ne işi var?"


Ümit tam konuşacağı sırada dışarıdan "Yıkılmaz" tezahüratlarını duyunca kıpkırmızı oldu gözleri. Koltuğu işaret edip Peri'nin oturmasını söyledikten sonra yanına oturdu. Birkaç saniye düşünüp başını kaldırdı.


"Geç kaldık."


"Neye geç kaldık Ümit? Deminden beri konuşuyorsun ve ben anlamadığım için sinirlenmeye başladım. Ya da şöyle söyleyeyim anlatmadığın için sana öfkeliyim ve öfkem gittikçe artıyor. Kendime hakim olamadığım halimi görmeni istemem. O yüzden açık konuş!"


Ümit, ifadesi değişmeden baktı bir süre. Artık çok geç kalmıştı.


"Yiğit hiçbir davayı kaybetmediği için kendi çevresinde Yenilmez avukat olarak bilinir. İş hayatı dışında bazı geceler buraya gelir boks maçına katılır. Buradaki adını kimse bilmez. Adı Yıkılmaz olarak bilinir. Yıllardır sırtını yere getiren olmadı. Buradan aldığı paralarla kimsesiz boşanmış şiddet gören kadınlara iş imkanı sunar. Kimse onu yıkamadığı için adına büyük iddialar oynanır."


Peri, ağzı açık dinlerken dışarıdan şimdi daha net duyduğu "Yıkılmaz" sözlerini duyunca görüyor gibi kapıya baktı. Ayda söylemişti ama devam ettiğini bilmiyordu. Sonra Ümit'e döndü. Konuşmadan gözleriyle sorduğu soruya biliyordu ki Ümit'in cevabı hoş olmayacaktı.


"Burası olmadan aynı iş imkanını çok rahat sunabilir. Burada kendisi oluyor deşarj oluyor o da bahanesi oluyor. Seninle evlendikten sonra eskisi gibi maça gelmedi. Geçenlerde geldi ve bu kez gelme sebebi bilerek yıkılmaktı ama ben engel oldum maça çıkmasına izin vermedim. Ama karşımda kimseye yenilmeyen Yiğit Karan var. Ümit gibi birini parmak hareketiyle ezip geçer. O yüzden o geceyi bugün telafi edecek."


Peri anlamaya başlamıştı ama eksik bir şeyler vardı. Sormak istese de sorusu asla yerinde olmayacaktı, biliyordu.


"Telafi?"


Sensiz Asla Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin