26. Bölüm Zaaf

3.4K 576 288
                                    

26. Bölüme hoş geldiniz🌷

Hem olayların başlangıç startının yaklaştığı hem de önemli bir geçiş bölümü getirdim sizlere.

Multimedyada Model'den Yalnızlık Senfonisi var. Dinleyerek okumanızı tavsiye ediyorum.

Sensiz Asla kahvelerimiz hazırsa buyurun bölüm sizlerin. Keyifle okuyun❤️




Hastaneye girdiğinden beri deli divane gibiydi. Babasının yaşadığı haberini alsa da, sanki o haberin tersi olacak gibi hissediyordu. Tutunduğu dalıydı babası. Çocukluğundan beri hep kaybetmekten korktuğu, bunun için de her gün upuzun yaşaması için dua ettiği... Dizlerinin titremesi artarken, bir yandan Müdür'le birlikte nereye gittiğini bilmeden yürüyordu. Ne etrafındaki insanları görüyordu ne de duyuyordu.



"Peri Hanım, buradan lütfen."


Başını kaldırıp baktı. Dili tutulmuş, konuşamıyordu. Kalbi yerinde durmuyor ciğerlerine oksijen gitmiyordu. Uyuşuk kollarından tutulduğunu hissetse de tepki veremedi.



"Şöyle oturun."


Hissiz gözlerle karşısındaki kişilere bakıyor konuşamıyordu.



"Peri Hanım geçmiş olsun. Ben, Erdinç Soysal, babanızın doktoruyum. Babanızı ziyaret etmeden önce bilgi vermek istedim."


Peri, zorla yutkundu, dolu gözlerle baktı. Kulakları uğuldarken başını sallayabildi sadece. Doktor, onun şokta olduğunu anlayınca rahat bir ifadeyle bakıp gülümsedi.



"Bıçak darbesi akciğere gelmiş. Akciğerin bir kısmını aldık. Çabuk müdahale ettiğimiz için kurtuldu ama yoğun bakımda yatıyor. Biz işlemleri yaptık babanızı görebilirsiniz ama birkaç dakikayı geçmemesi lazım. O da babanızın sağlığı için."


Peri, dudaklarından savrulan hıçkırığı tutmak için dudaklarını bastırsa da gözyaşlarıyla birlikte firar etti. Başını eğip ağlarken, o bıçaklanma halini gözlerinin önünde canlandırıyor babasının yüz ifadesini çektiği acıyı düşünüyordu. O an kendini düşünmüş müydü, ne hissetmişti? Başını kaldırıp ağlayan gözlerle baktı.



"Yaşıyor ya gerisi mühim değil. Ama sonra iyi olacak mı? Ne zaman kendine gelir?"


"Şu an durumu stabil kötü bir şey yok. Kendine ne zaman gelir bilmiyoruz. Güçlü bir babanız varmış Peri Hanım. Bizi bile şaşırtacak derecede güçlüymüş. Sonra ne olacak zaman gösterecek."


Peri, başını sallayıp gözlerini sildi. Titrek sesiyle konuşurken yavaşça ayağa kalktı.



"Artık babamı görebilir miyim?"



"Tabii ki görebilirsiniz ama dediğim gibi birkaç dakika."



Peri, doktor ve Müdür'ü takip ederek yürürken içinde volkanlar kaynıyordu. Ciğerinde büyük bir acı hissediyor, o acı, feryat figan büyüyüp ruhunu istila ediyordu. Yoğun bakım kapısından içeri girdiklerinde kapıda bekleyen askerleri görünce içindeki acı katmerlendi. Sanki kaçacak gibi babasını bekliyorlardı. Sanki babası katildi! Başını çevirip giderken içeri girdiler. Üzerine özel kıyafetleri giydikten sonra Müdür dışarıda bekleyeceğini söyleyip kalırken, doktoru takip ediyor her adımda kalbi daha da hızlı çarpıyordu. Nihayet odaya girip yatan kişiyi görünce aldığı nefesini tuttu. O, güçlü kuvvetli, karlı dağ gibi arkasında duran babası, makinelere bağlı yatıyordu. Adım atmak istedi olmadı, bir şeyler söylemek istedi, olmadı. Yerinde çakılı kalırken konuşan doktorun sesiyle gözlerini babasından ayırmadan onu dinledi.



Sensiz Asla Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin