Hoş geldiniz💞
Bir baktım günlerden çarşamba olmuş ve ben tek kelime yazmamışım. O an panikle tableti aldım ve bir baktım ki bölüm 51 yazıyor. Can kuşum güzel arkadaşım @iyibirokurrr müziği koymuş bölümün adını koymuş bana da güzel bir not yazmış. Demiş ki "Lalişim müzik efso hemen yazacağına eminim."
Ben de müziği açtım iki saat sonra bölüm bitmişti. Teşekkürü bana değil gece gündüz benimle kafa patlatıp fikir veren @iyibirokurrr a edin lütfen. O benim gizli kahramanım ve bunu en yakınlarım bilirler. Hayatımı değiştirip yön veren değerli dostuma ben de teşekkür ediyorum. Cansın sen💞💞💞💞💞
Multimedyada Candan Erçetin Sensizlik var. Bölüme öyle uymuş ki mucize gibi.
Sensiz Asla kahvelerimiz hazır biliyorum. Müzik de sevgili @iyibirokurrr dan. Buyrun bölüm sizlerin💞🌸
Dışarıda kayışından kopmuş gibi yağan sağanak yağmur sis ayaz... İçeride onun tam aksi çıtır çıtır yanan ateş... Derme çatma sedirin üzerinde eski bir çuvalın üzerinde yatan birbirlerine sımsıkı sarılmış Peri ve Yiğit... İkisi de sıcacık odada derin derin uyuyorlardı ve ikisi de kabus görmeden sabahı etmişlerdi. Yiğit gece birkaç kez kalkıp ateşe odun attıktan sonra dışarıyı kolaçan edip sedirin ucuna oturarak Peri'yi izlemişti. Onun, sislerin arasından koşarak yanına gelişini sevinçle bakışını sonra öfkeyle vurmasını asla unutamıyordu. Çünkü o bakışlar öyle şeyler anlatıyordu ki... Daha önce hiçbir kadında görmediği bir bakış. Keşke bilse de anlatsa... Bildiği tek şey o bakışların dondurucu soğuğu kesmesi bedenini sıcacık etmesiydi. Daha da fazlası ama anlatamazdı.
Gözlerini açtığında Peri'yi görünce kalp çarpıntısı artmaya başladı. Gözlerine hüzün dolarken buruk bir tebessüm yerleşti yüzüne. Bakışı değişirken içini çekip parmağını saçlarına değdirdi. Belini sımsıkı kavramıştı yine. Sevmediğini yüzüne söylemişti ama bu hali de... Yavaşça kalkıp üzerini montuyla örttü. Biraz daha izleyip omuzları düşük şekilde pencereden dışarı baktı. Sel durmuştu ve köprü yıkılsa da yeri görünüyordu. Karşıya nasıl geçeceklerini düşünürken İstanbul geldi aklına. Oraya gidince eski hayatına tekrar dönecekti. Peri atölyesinde kendisi işinde gücünde... Kendini işine vermese delireceğine emindi. Bu haftayı geçirince boks yapmaya da başlayacaktı. Yoksa içindeki hırsı öfkesi asla dinmezdi.
"Günaydın."
Peri'nin sesini duyunca içindeki sevinci hissedip gözlerini kapattı kısa bir an. İçi içine sığmazken gözlerini açıp durgun bir ifade takınarak yüzünü Peri'ye döndü.
"Günaydın."
Peri yanına gelip dışarı baktı bir süre. "Sel yok ama köprü yıkılmış, nasıl gideceğiz?"
Yiğit sessizce "bilmiyorum" dedi gözlerini kaçırdı, yanan ateşe baktı sonra dışarıya.
"Elbet bize ulaşacaklardır."
"Nasıl ulaşacaklar? Tek bağlantı bu köprü demiştin."
Yiğit içindeki sıkıntıyı yüzüne yansıtmayıp düşünceli ifadesiyle dışarı baktı.
"Bizim bildiğimiz tek bağlantı. Belki de başka yerde bağlantı vardır. Çelik'i bilirim şu an ortalığı ayağa kaldırmıştır."
Peri, ağır adımlarla gelip sedire oturdu. Yanan ateşe bakarken Yiğit yanına oturunca tedirgin kaçamak ifadesiyle baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensiz Asla
General FictionO adamın, mağrur ifadesiyle kimseye bakmadan yanımdan geçişini izledim. Babamı hapse attırıp beni bu hayatta yapayalnız bırakan o adama nefretle bakıp onu kutlayan kalabalığın içinden geçtim. Attığım her adım nefretimi artırırken intikam yemini etti...