Sensiz Asla

37. Bölüm Yörünge

37. bölüme hoş geldiniz🌷

Sizlere iki bölüm uzunluğunda bayram hediyesi bir bölüm getirdim. İkinci şoku yetiştirebilir miyim dedim yetiştirdim.

Çok şaşıracaksınız belki şok olacaksınız ama hikayenin devam etmesi için kurgunun böyle olması gerekiyordu. Bazılarınız neden niye diyebilirsiniz o yüzden tanıtımı tekrar okuyun derim. Neden böyle olduğunu tanıtımda anlamazsanız da ileride anlayacaksınız. Dramın başlaması için böyle ilerleyeceğiz.

Ve bu bölüm özel olarak yorum istiyorum. Yapmayanlar fikirlerini tahminlerini duygu ve düşüncelerini yazarsa çok mutlu olurum. Şimdiden teşekkür ediyorum.

Multimedyada şiddetle tavsiye ettiğim Nev Mühürlü Kaderim var. Açarak okumanızı tavsiye ediyorum. Hepinizin bayramı kutlu olsun.

Sensiz Asla ve Bayram kahvelerimiz hazır biliyorum. Müzik de benden. Buyurun keyifle okuyun.❤️

Yağan karların arasından sızan rüzgarın buz gibi esintisi Peri'nin saçlarını yalayıp geçerken gözlerini kapattı. İntikam kasırgasının önünde savrulup giderken; Yiğit, sıcak dudakları, dudaklarına hapsetti. İntikam kasırgasının kendine çizdiği yörüngeden ayrılıp başka bir yöne savrulurken eli Peri'nin kollarından yukarı omuzlarına çıktı. Omuzlarını sımsıkı tutup kendine çekerken kendisi de yaklaşıp öpüşünü derinleştirdi. Aldığı karşılıkla kendinden geçerken Peri'nin ensesinden kavradığını hissedince ruhu başka alemlere dağılıp savruldu. Paramparça olurken kendini dizginlemeyi bırakıp ellerini kollarındaki kadının saçlarına geçirdi. Dilini kaydırıp hissettiği tadı yayarken bedenine, aynı karşılıkla bambaşka diyarlara yelken açan ruhunu artık zaptetmek istemiyordu. Biraz sonra ne olacak pişmanlık kavga hiçbiri ama hiçbiri umurunda değildi. Ne buz gibi havayı hissediyordu, ne de alacağı intikamı düşünüyordu. İntikamın canı cehennemeydi! İlk kez tattığı duyguların esareti altında boğuluyordu ve öperken hissettikleri... Ruhu büyük bir coşkuyla serbest kalırken dudaklarını bir kez daha çekti içine, su gibi nefes gibi... Şu an bitmesin ya da sonu kabus olmasın kan ter içerisinde uyanmasın, gerçek olsun, sadece gerçek... Dudaklarından sızan inleme kollarındaki kadının dudaklarının arasından girip kaybolurken öpüşü şiddetini azalttı. Sakin ve yumuşak öpmelerine aynı karşılığı alırken elleri Peri'nin yüzünü kavradı. Dudaklarını ayırmadan kalıp yumuşak bir öpücük daha bıraktıktan sonra nefes nefese gözlerini açtı. Kalbi deli gibi çarparken gözleri hala kapalı olan kadına baktı. Kalp çarpıntısının sesini duyarken duyduğu sadece kendi kalp çarpıntısı değildi. İçindeki çığlığı bastırıp gözlerini kapatarak alnını kollarındaki kadının alnına dayayıp gözlerini kapattı. Nefesini düzene koymaya çalışsa da olmuyordu. Yaşadıkları ne kelimelere sığardı ne düşüncelerine ne de hayallerine... Bu kadının yanında bir ilki daha yaşarken anlamsızlıklar büyüdükçe büyüyordu.

Neden...?

İtirafını en derinlerine gömüp gözlerini açarak çekildi, Peri'nin buz gibi olmuş yanağına yumuşacık bir dokunuş bırakıp dudaklarını ayırmadan öyle kaldı. Bakışları bembeyaz karları bulsa da görmüyordu. Şu an yaşadıkları... Derin bir iç çekip çekildi Peri'yle göz göze geldi. Soğuk siyahlar bu kez soğuk değil şaşkındı, biraz da anlamaz... Keder kaplı buğulu... Binlerce kelime konuşan kendisi şu an ne söyleyeceğini bilemiyordu. Bembeyaz karın altında birbirine kilitli kalan siyah ve yeşiller, sessiz alınan nefesler ve deli gibi çarpan kalpler...