33. Bölüm Lezzet

3.4K 507 248
                                    

33. Bölüme hoş geldiniz💞

Hızlandığımız bir bölüm getirdim sizlere. Asla aklımda olmayan bir bölüm yazdım. Multimedyadaki müziği dinleyerek yazarken son noktayı koyup okumaya başladığımda dedim ki kendime "aferin sanaaa bir bu eksikti eline sağlık."

Ciddiyim aynen böyle dedim. Böyle bir bölüm olacaktı ama ileride değişik şekilde olacaktı buralarda öyle bir şey yoktu. O zaman aferin banaaa🙄

Uzun bir bölüm yazdım değişik bir bölüm yazdım sizlerden yorum bekliyorum unutmayın oldu mu🌷

Multimedyada muhteşem ötesi bir enstrümantal var. Mark Eliyahu'dan Theroguh Me o kadar mı güzel uydu anlatamam. Açarak okuyorsunuz biliyorum ama alışkanlık olmuş. Hadi açın💞

Sensiz Asla kahvelerimiz hazır biliyorum. Müzik de benden buyrun bölüm sizlerin keyifle okuyun🌷

Yüzüne yerleştirdiği tatlı gülümsemesi, karşısındaki adamı ateşkese rağmen şaşırttı. Yukarı çıkarken aklındaki acaba, şimdi bu gülümsemeyle değişmişti. Ümit'le konuşup her şeyi ayarlamıştı ama İfrit'in arkadaşı, erkek gibi giyinen ama adını şu an hatırlamadığı kadının yardımını da unutmamak lazımdı. Boşanmış, terk edilmiş, şiddet görmüş kadınlara yaptığı yardımı Ümit bir şekilde öğrenmişti ve bunu öne sürerek doğum günü hediyesi adı altında yardım yapmak istediğini söylemişti. Ümit, ilk başta şaşırıp şüpheyle baksa da ikna olmuştu. Sonra, o erkeğe benzeyen kadını çağırıp yardım istemişti ve  o da kabul etmemişti. Çünkü Peri'yle arasının açılmasını istemediğini bilmem kaç yüz kez söylemişti. En son kendisi konuşmuş, yaptığı hatadan girip özür dilemekten çıkmıştı ve sonuç kadını iknayla nihayete ermişti.

"Ateşkesi tekrar etmek istemiyorum."

Peri, aynı tatlı ifadesiyle gülümserken o tatlılık sesine yansımadı.

"Ettin avukat."

Yiğit'in kaşları hayretle kalkıp indikten sonra yüzünde zoraki bir gülümseme oluştu.

"Kahve teklifin hala geçerli mi?"

Peri, kapıyı sonuna kadar açıp yan tarafa geçti.


"Bir kez söylediysem vazgeçmem."

Yiğit, içeri girip huzursuz ifadesiyle etrafına baktı, sonra kendine gösterilen koltuğa oturdu.

"Kahveni nasıl alırsın?"

"Sade."

Peri, mutfağa geçip kahveleri yaparken Yiğit diken üstünde oturuyordu. Birazdan olay çıkacak korkusunu bastırsa da olmuyordu. Mutfaktan Peri'nin geldiğini görünce yerinde huzursuzca kıpırdandı. Kahvesini alıp sehpaya bıraktıktan sonra sessizce otururken başını kaldırdığı an Peri'yle göz göze geldi. Niye bir şey söylemiyordu? Yoksa hediyesini görmemiş miydi? Bunu nasıl düşünmemişti, tabii ki görmemişti! O zaman niye kahveye çağırmıştı?


"Hediyelerin için teşekkür ederim, avukat. Ama biraz hediyeyi geçmiş yardıma dönmüş gibi olmamış mı?"


Yiğit, nihayet düşüncelerinden sıyrılıp zoraki gülümsedi.

"Hediye olduğunu söyledin ve hediyenin azı çoğu olmaz ressam."

Peri, seslenmeyip kahvesini yudumlarken boş ifadesiyle baktı. Bildiğin doğruyu söylüyordu!

Sensiz Asla Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin