72. Bölüm Yıllar Sonra

2.3K 269 138
                                    

Höllö🧚‍♀️

Zamanında gelen yeni bölümle yine sizlerleyim. Hepiniz hoş geldiniz🍀🍀🍀🍀🍀


Olayın biri açığa geçen bölüm çıktı. Minicik bir olayımız daha bu bölüm çıktı gibi.

Multimedya Candan Erçetin "Annem" var açarak dinlemenizi tavsiye ediyorum. Müzikle birlikte bölümü yazarken Siyahın Öteki Yüzü son bölümlerine gittim geldim. Ağlayarak bir bölüm yazmıştım tansiyonum düşmüştü de kendime zor gelmiştim. Eski günler arada gelip gidiyor.

Sensiz Asla kahvelerimiz hazır biliyorum. Müzik de benden buyrun bölüm sizlerin. Keyifle okuyun 🍀🍀🍀🍀🍀


Ağlayamamaktan dolayı kıpkırmızı olmuş gözlerle bakarken, Hanzade "oğlum" dedi, sessiz ama çığlık çığlığa. Kaç zamandır söylemek istediği bu söz, ciğerlerini yakarak geçip dudaklarından firar ederken, kollarını açtı, Yiğit'in yanına yürüdü. Yiğit, kıpırdamadan olduğu yerde kalırken atmak istediği adımı atamadı. Annesi sarılınca dermansız kolları kalktı, sımsıkı sarıldı. Hanzade'nin kesik hıçkırıkları arasında başını onun boynuna gömdü. Tuttuğu hıçkırığı serbest kalırken annesinin omuzlarını sıktı. Ne kadar kendini tutmaya çalışsa da artık mümkün değildi. Küçük bir çocuk gibi ağlarken, Peri kapıyı kapattı, başını eğdi. Gözlerinden yaşlar akarken başını kaldırıp bakamıyordu. Sevdiği adam ağlıyordu. Ağlamak acizlik olarak bilinirdi ama değildi. Ağlamak bazen dik duruş, bazen sapasağlam ayakta durmak; bazen güçlü olmak, bazen de böyle anneden ayrı geçen yıllara yanmaktı, Yiğit gibi. Başını kaldırıp baktığında gördüğü manzarayla kalbinin yerinden söküldüğünü hissetti. Yiğit tıpkı küçük bir çocuk gibi annesine sarılmış hıçkırarak ağlıyordu. Gözyaşları ardı ardına yanaklarından akarken elleri yanlarına düştü. Annesinin, yüzünü öpmesini saçlarını okşamasını onun sevgiyle baktığını görünce gözyaşları sel olup akmaya başladı. Yiğit her şeyi duymuştu, anlatsa anlamazdı ve araları hiçbir zaman düzelmezdi. Ya gün gelir devran döner Yiğit gerçekleri öğrenirdi ama geç olurdu. Ya da Hanzade'nin içinde tuttukları kendisiyle birlikte mezara giderdi ve sonuç... Bu düşünceyle ürperirken gözlerini silip sevgiyle Yiğit'e baktı. "Anne" diyor sonra konuşamayıp tekrar ağlamaya devam ediyordu. Sert görünüşlü adamın içinden küçük bir çocuk çıkmıştı. Hani insan annesinin yanında bambaşka olurdu. Yaşı kaç olursa olsun saf masum ve hep küçük... Yiğit şu an aynen öyleydi. Eliyle ağzını kapattı, sesi duyulmasın diye. Onların salona doğru gittiklerini görünce boğuk sesli bir nefes aldı. Gerçekten dayanılacak gibi değildi. Kapıdan ikisine bakıp Yiğit'in annesinin elini tutup öpüşünü izlerken başını çevirdi, çünkü dayanacak gücü çoktan tükenmişti. Kapı tıklanınca anlamayıp açtı hemen. Çünkü zil çalmamıştı. Kapıyı açtığında Ümit'i görünce ne yapacağını bilemedi. Ama onun bilerek geldiği yüzünden belli oluyordu.


"Peri her şey yolunda mı? Hanzade Teyze'm buraya gelmiş."


Peri cevap vermeyip başıyla onaylayınca Ümit endişeli bir halde içeri girerken Peri kolundan tuttu.


"Ümit, hiç zamanı değil. Şu an ikisinin baş başa kalması lazım. Aralarında upuzun yıllar var."

Ümit, salona baktığında omuzları düştü, kan kardeşinin ve Hanzade Teyze'sinin vaziyetini görünce gözleri doldu. Gördüklerine inanamıyor gibi bakarken donup kaldı. Bunu hiç beklemiyordu. Hanzade'yi büyük bir tartışmanın ortasından çıkarmak için gelmişti oysa... Ağlamamak için kendini zor tutarken gözyaşları akıp gitti yanaklarından.

Sensiz Asla Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin