31.Bölüm:

7K 116 3
                                    

Gözlerimi ona çevirip "Sebebi sensin." Kaşlarını aşağı indirerek ağzını düz bir çizgi şekline soktu. "Ben miyim?" diye karşılık verdi soğuk ve şaşkın bir ses tonuyla. Şuan beynimin ve çenemin ayrı bir şekilde işleve girdiğine mi şaşırmalıyım yoksa bunu söylediğime mi? Vücudumda ki tüm hücrelerin söylediğim bu şey ile benimle birlikte aynı paniği yaşıyordu. Vücudum adete taş kesilmiş ve şuan ki panik nedeniyle boğazım düğümlenmiş durumda. Harry, bana meraklı bir şekilde bakıp benden bir cevap beklerken, sorunun cevabını bulmak için söylediğim şeyi beynim de tekrar ettim. Ne söyleyebilirim ki? Ben dahi neden öyle dediğimi bilmiyorum. Harry, "Bana bir açıklaman olacak mı, Olivia.?" diyerek ortamda ki sessizliği bozdu. Gerçekten neden beynim bunu söyletmişti bana? Neden beni yanıltı ki? Bunu bana yaptırdığına inanamıyorum. Kurumuş olan boğazımı ıslatmat için yutkundum. İçime çektiğim nefesi derin bir şekilde dışarı verip gözlerimi Harry'nin gözlerine sabitlememek adına odada duran film arşivine gözlerimi diktim ve sesimi İnka edici olması adına normal ses tonumu bulmaya çalıştım. "Bilmiyorum." dedim İstemsiz ve cılız ses tonumla. Başka söyleyebileceğim bişey olmadığı için cevabım o olmuştu. Gözlerimi bir saniye dahi film arşivinden ayırmadan konuşmama devam ettim. "Sana yapabileceğim bir açıklamam yok. Çünkü neden bunu söylediğimi ben dahi bilmiyorum." "Bundan emin değilim. Bunu isteyerek ya da istemeyerek söylemiş olabilirsin ama mutlaka bir açıklaması olmalı. Daha önce düşündüğün bir düşünceni beynim sana sormadan bunu söylemene neden oldu şimdi. Seni bu kadar düşündüren şey ben isem nedeni nedir, Olivia?" Harry, ellerini geri çekip arkama geçti. Gözüm sağ ve sol ile mekik okurken Harry, hemen arkamda durdu. Aramızda sadece 5 cm'lik kısa bir mesafe bırakmıştı. Sıcak nefesi adeta derime mesaj yapıyor gibiydi. Taş gibi sertleşmiş olan tüm vücudumun biraz dahi olsa gevşetti nefesi. Gözlerimi yere sabitledim ve az önce bu şeyi söylememe neden olan hareketi tekrar yapmak zorunda kaldım. Her iki elimi birleştirip parmaklarımı birbirine kenetleyerek onlarla oynamaya başladım. Bir an olsun Harry'nin arkamda olduğunu unuttuğum. Ama tekrar varlığını hissettim, sıcak nefesiyle.Yumuşak ve sıcak olan eli, buz kesilen vücuduma temas etti. Elini sağ omuzuma yerleştirdi ve "Bana düşündüğünü söyle." dedikten sonra vücudumu ona döndürmem için sağ elimi tutup beni kendisine doğru çekti. Gözlerimin onun gözlerini bulmasın diye sarf etmeme rağmen ona dönmem ile gözlerimiz buluşmuştu. Gözleri bir mıknatısdan farksızdı, her zaman insanın bakışlarını kendine çekiyordu. Bunu bilerek mi yapıyordu bilmiyorum. Henüz onu iyi tanımış değilim. Gergin bir insanı, bakışları ve hareketleri ile daha çok geriyor. Pür dikkat bana odaklanmış olan bakışları rahatsız edici, insanı diken üstünde tutar gibiydi her zaman.

Ona sormak istediğim çok şey var. Belki de şuan ona tüm hepsini sormalıyım. Ondan çekinsemde o bunu istiyor ve bunun için en iyi zaman belki de şuandır. "Aklımda seninle ilgili çok soru işareti var. Bunu sana normalde sormaktan çok korkuyorum ama şuan sen bunu söylememi istiyorsun." Harry: "Yeni biriyle tanıştığında tabi ki de onun hakkında merak ettiklerin şeyler olacak. Bunun için bu kadar gerilmene gerek yok." dedi. Ne kadar beni rahatlatmak için bunları söylemiş olsa dahi bunlar beni biraz dahi olsa rahatlatmadı.

O tamamen bir LABİRENT gibi. Çıkışı bulmak için çalışırken başına kötü şeyler gelmiş ve çıkışı bulamayıp orada hapis olan. Karanlık, sessizlik ve yalnızlıkla baş etmek zorunda kalmist. Bu doğru ve yanlış arasında bir uçurum gibi veya siyah ile beyazın ortası olan gri gibi. Her zaman uçurumun ucunda sadece çaresiz bir şekilde beklemiş ve tamamen farklı birine bürünmek zorunda kalmış.

"Evet, insanlar merak ettiklerini de sorgular ama şuan karşımda ki çocuk, çok gizemli ve geçmişte korkunç şeyler yaşamış biri. Böyle birine normal soru sorsam dahi mutlaka karşımdakinde hatırlanmak istenmeyen cevaplar da yer alacak. Bunun bizim aramızda bir gerginlik yaratmasından korkuyorum." Birbirine kenetlendiğim parmaklarımla oynarken dudaklarımın arasında nefes aldım. "Ama en çok da seni İncitmekten korkuyorum." Son cümlemi söylediğimde gözlerim dolduğunu hissettim. Gözlerimde biriken yaşlara engel olamadan yanaklarımdan süzülerek aktı.

LabirentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin