47. Bölüm;

2.9K 102 16
                                    

Sarah hazırladığı kahveyi bana uzattı, kupayı uzanarak aldım. Sıcak bardağın kenarlarını parmaklarımın yardımıyla kavramaya çalışarak elimi yakmama gayret ettim. Sarah koltuğa oturup bacaklarını karnına doğru çekti ve kollarını dizlerine doladı.

"Jade ile konuştum, annesiyle birlikte gittiği San Francisco'dan dönmeye karar vermişler."

"Oraya gitmek için can atıyordu. Neden erken dönüyorlar?"

Başını geriye atarak yüzünü tavana çevirdi.

"Her zaman ki durumları işte! Clara nişanlısı ile kavga etmiş, sinirini tatil boyunca Jade'den çıkarmaya başlamış durum itibariyle, Jade buna daha fazla katlanamadığından tatili erken bitirme kararı alarak dönmeye karar verdi. Bu akşam gelecek. Jade, babasına erken döndüğünü söylemek istemediği, söyledi bende bu yüzden onu bize davet ettim. Bir süreliğine bizim evde kalacak."

Sarah'ın küçük ağzından çıkan sözcükleri dikkatle dinlerken kahveyi içiyordum. Kahve kuruyan boğazımı ıslatmaya başlarken Sarah yüzünü bana çevirip gülümsedi. Ah hayır! Bu benim bir planım var ve mutlaka bunu yapmalıyız, bakışı. Her zaman benim başımı belaya sokan bir durumdu. Tek kaşını havaya kaldırarak başını salladı.

Refleks olarak, "Hayır, kabul etmiyorum." diye çıkıştım.

Ağzına düz çizgi şeklini verdi.
"Daha dinlemedin."

"Dinlemeye gerek duymuyorum, sürekli kendimi planlarının sonunda kötü hissediyorum. Listeye kötü bir anı daha eklemeye niyetim yok."

"Bu güzel olacak." diye mırıldandı. "Dinle."




Ona aklındakilerini anlatma fırsattı sunmak istemiyordum, onu dinlersem konuşmanın sonunda herşeyi kabul etmiş bulurdum kendimi. Ona bu fırsatı sunmamak için oturduğum yerden kalktım, mutfağa doğru yürüdüm. Mutfağa girerken o da arkamdaydı. Sızlanarak defalarca lütfen sözcüğünü tekrar etti. İkna kabiliyeti yüksektir, beni her zaman için ikna etmeyi başarmıştır, hiç zorlanmadan. Bitirmediğim kahvemi tezgaha koyarken onu duymamaya çalıştım.

"Hadi ama dinle beni."

Ellerimle kafamı tutarak başımı olumsuzca salladım.

"Anlatıyorum, yazın başındayız ve henüz bir yere gitmedik tatil yapmak için ve gidenlerde memnun kalmayarak dönüyorlar. Neden hep birlikte bir yerlere gitmiyoruz ki?"

Nefesini vermeden aklımdakileri saniyeler içinde söyledi.

"Bu eğlenceli olacaktır. En yakın arkadaşlarımızla tatil yapmayı hayal ederdik, şimdi onu gerçekleştirme zamanı."

Yüzüne en güzel gülümsemesini yerleştirdi. Kirpiklerini kırparak benden bir yanıt beklediğine dair başını salladı.
Gülümseyerek, "Hayır." diye bastırdım.

"Hayır, bir yanıt değil. Bu güzel olacaktır, bu bizim ve sizin birlikte geçireceğiniz ilk tatil olacak."

Tezgaha yaslanarak yüzümü ona çevirdim. Sizde ki sizi anlamayarak, "Siz?" diye sordum.

Yüzünün büyük bir bölümünü kaplayan gülümsemesini silmeden, "Sen ve Harry." dedi.

"İşte bu mümkün değil." dedim. "İşleri yoğun, tatile çıkacağını sanmıyorum."


Harry'nin ne işle meşgul olduğunu ona anlatmamıştım ki zaten anlatmış olsaydım da yine de ısrarcı olacağına eminim. Kafasına koyduğunu yapmadan durmazdı.

LabirentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin