6.Bölüm:

20.2K 207 6
                                    

Gözlerim yeni bir güne aralanıyordu. Ağırlaşmış olan başımı zorla kaldırdım. Güçsüzleşen bacaklarımı, Harry'nin sıcak bacaklarına dolanmıştı. bacaklarımı kendime çektim, yataktan doğruldum ve çıktım. Sıcak yataktan çıktığım an da tenim ürperdi. Ağır ağır hareket ederek yerdeki iç çamaşırlarımı aldım ve üzerime geçirdim. Pantolonu bacaklarımdan geçirdim, düğmeyi kapattım ve zinciri çektim, yerde ki tişörtüme uzanırken Harry'nin sesiyle yerimde irkildim.

"Günaydın." dedi yorgun sesiyle. Uykulu sesi etkileyiciydi.

Tişörtün diğer yüzünü çevirirken, "Günaydın." dedim.

"Erken uyanmaktan nefret ettiğini söylemiştin."

Yatakta doğruldu, sırtını arkaya yaslayıp bana baktı. Tişörtümü üzerime geçirdim.

"Hala da nefret ediyorum. Sarah ile buluşacağım bugün, eve dönmem gerekiyor o gitmeden önce."

Vücudunu örten çarşafı üzerinden atıp çıplak vücudunu gözümün önünde sergiledi. Yüzümü çevirdim. Ayakkabılarımı bulup giydim.

"Biraz bekleteceğim."

Görüş alanıma giren saçlarımı geriye attım, başımı çevirip arkamda duran Harry'e baktım.

"Ne! Neden beni bekletiyorsun ki?"

"Banyo yapmadan evden çıkmam, seni bırakmam için biraz beklemen gerekiyor."

Sırtımız dikleştirdim, çantamı aldım ve vücudumu tamamen ona çevirdim.

"Ah! Ben gidebilirim."

Yatağın etrafında döndü, gözlerimi yüzünden ayırmamak için nefesimi tuttum. Çantamın sapını kavrayıp, bacaklarımı birbirine doladım.

Kaşlarını havaya kaldırdı, "Bekle." dedi yumuşacık sesiyle.

İtiraz etmedim. Yatağın kenarına oturdum, o banyoya girerken. Çok bekletmeden dakikalar sonra banyodan çıktı. Beline sardığı havlu, teninden düşen su damlaları ve odayı dolduran duş jeli inanılmaz bir uyum yakalamıştı. Kendimi ona bakmamak için şartlıyor olsam da gözlerimi ondan ayırmakta zorlanıyordum.

"Seninle normal bir güne uyanacağım günü merak etmiyor değilim. Her zaman gitmen gerekiyor."

Şikayetçi bir tonla konuşuyordu.

"Bende bazı şeyleri merak ediyorum." dedim.

Sesim onun, ses tonu gibi şikayetçi çıkmamıştı, onun farkında olmadığını iddia ettiği şeyin aslında farkında olduğunu ona sezdiren bir tonda konuştum.

Giyinirken yüzünü bana çevirmedi.

Evden çıktığımız andan itibaren konuşmadık. Sessizliğimi bozup, arabanın içini dolduran yumuşak, buğulu sesin sahibini sormak istedim ama vazgeçtim. Harry arabayı durdurdu. Yüzünü bana çevirdi, yüzüne zoraki bir tebessüm yerleştirdi.

"Bıraktığın için teşekkür ederim."

"Görüşürüz." diye fısıldadı.

Uzanıp yumuşak parmaklarıyla çenemi kavradı. Dudaklarını dudaklarımın üstüne örttü. Geri çekilmesini bekledim ama çekilmedi. Uzun ve ıslak bir öpücük dudaklarıma bırakırken göğüs kafesimin hızla inip kalktı. Boşalan ellerimi hareketsizce kucağımda duruyordu. Alnını alnına dayadı, dudaklarının arasından çıkan sözcükleri duymadım, tekrar etmeden bir kez daha öptü beni.

Beni boşluğa bırakırken geri çekildi.

"Yüzündeki o ifadeyi yok etmenin tek yolu bu." dedi. "Bana o şekilde bakma."

LabirentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin