Labirent

21.Bölüm:

Beni herşeyiyle tahrik edip delirte biliyordu her seferinde.

"Ama malesef parmaklarım sadece içinde olabilecek."

Aramıza mesafe koymadan beni yatağın baş ucuna getirdi. Dudakları benimkileri hala örtüyordu.

Sabahlığımın kemerini çözdü dudaklarımız ayrıldı ve bir adım geriye attı. Büyülenmiş bir şekilde bana bakıyordu yutkunup vücudumu üç kere aşağı yukarı süzdü.

Bir adım öne doğru atıp önümde durdu. Sabahlığım yaka kısımlarını tutup bana yukardan baktı. Harry'le aramızda çok boy farkı yoktu. Sabahlığı omuzlarımdan kaydırıp yere düşmesini sağladı şimdi karşısında sadece siyah dantel iç çamaşırlarıyla duruyordum.

Harry hiçbir zaman bana şimdi baktığı gibi etkilenerek bakmamıştı.
Beni defalarca çıplak görmüştü ama bana bu şekilde bakması çekinmeme sebep oldu. Yeşil gözlerindeki ahlaksız bakış yerine başka bir ifadeye bırakmıştı. Ne olduğunu bilmediğim bir ifadeydi.

Başını omuzuma gömdü. Ellerini belime dolayıp beni kendine doğru çekip aramızda ki mesafeyi kapattı.

Kulak memeğimi dişleyip başını tekrar omuzuma gömdü.

"Sen de benim üzerimde aynı etkiyi bırakıyorsun."

Harry'nin artan nabzımı hissedebildiğini neredeyse farkına vardığımda kalbim hızla göğsümde atmaya başladı. Varlığı birden baskı yaratmaya başlamıştı, Bacak arama baskı uygulayan ereksiyonunu hissedebiliyordum.

Omuzumun aynı noktasına üç kere minik öpücükler kondurdu.

Onu deli gibi istiyorum. Hiç kimseyi, hiç bişeyi istemediğim kadar istiyordum. Onun üzerinde de aynı etkiyi bıraktığımı söyledi ama onun benim üzerimde bıraktığı etkiyi bir başkası başka birinin ya da ben onun üzerinde bırakamazdı.

Parmak uçlarıyla çıplak sırtımda parmağını aşağı yukarı haraket ettirip duruyor.
Eli bir kaç kere sütyenimin kopçasında durdu ama hiç bir harekette bulunmadı. Sadece başını omuzuma gömüp sırtımda çizgiler çizip duruyor.

Bir kızı nasıl memnun edeceğini her zaman çok iyi biliyor her konuda.

Gözlerim isteksizce açılıyor. Başımın ağrısı o kadar güçlüydü ki uyumakta zorluk çekmiştim. Harry bana ilaç verip bol şu içirdikten sonra o şekilde rahatlayıp uyuya bilmiştim.

Dün çok fazla bişey içmedim sadece iki bardak içmiştim. Ama içkiye alışık olmadığım için kötü olmuştum.

Dün gece ki baş ağrısının etkisini hala hissede biliyordum. Gözlerimi aralayıp yarı ayık bir şekilde öylece durdum.
Başım sıcak ve sert birşeyin üzerindeydi. Bu Harry'nin bedeniydi bu muhteşem koku ondan başkasına ait olamazdı. Duş jeli ve Harry kokuyordu vücudu.

Bir süre öylece durup kendime biraz gelmeyi bekledim.
3 dakika geçmeden kendime geldim.
Harry kollarıyla tüm bedenimi sarmıştı. Bacaklarımız birbirine dolanmış bir vaziyette uyumuştuk. Kelebek dövmesinin üstüne minik bir öpücük kondurup başımı hafifçe kaldırıp yüzüne baktım.

Uyurken o bambaşka biriydi tanıdığım Harry değildi. Savunmasız ve masum bir oğlan çocuğuna benziyordu. Gün boyu stresli ve sert Harry gibi değildi, her zaman herşeyi kontrol altında tutmak isteyen Harry değildi, Korumacı ve Arsız Harry değildi. O hiç akla gelmeyecek bir Harry'di.

Eğer hangi Harry'i daha çok seviyorsun deselerdi ikiside derdim. Onun içinde yüzlerce karakter vardı ve ben de bu Harry'i seviyorum. Çok değişken bir ruh hali var ve ben bunu seviyorum.