11.bölüm:

11.1K 159 2
                                    

"Yarın okulda görüşürüz" dedim Buda neydi ben bunu söylemek istememiştim ki.

"Yapma Olivia bu okulun son haftası kimse gitmeyi düşünmüyor ki."

"Ama ben düşünüyorum. Sen gelmeyecek misin?"

Biraz düşündükten sonra cevap verdi.
"Düşünmüyordum gitmeyi ama sen gidiceksen diye bende gitmeye karar verdim"

Bana verdiği cevap karşısında tebessüm ettim.
"Peki okulda görüşürüz"

"Görüşürüz"

Evden nihayet çıkabilmiştim hemen taksi tutup bindim. Sarah okula gelmediği için tek başıma gitmek zorunda kaldım. Okulun önene gelmiştik taksiden inip okula girdim. Okulun bahçesinde kimse yoktu içeri girdim bahçe gibi okulun içide boştu neredeyse sadece 8'e yakın kişi vardı? Onlarında benim gibi inek olduğuna emindim. Okulun koridorlarında sessizlik hakimdi. Sessiz koridorlardan geçip sınfa girdim sınıfta kimse yoktu. Sırama geçip oturdum çantamı karıştırırken sınıfa James girdi okulun en çalışkan öğrencisi kendisi elinde bir sürü kitap vardı.
"Merhaba Olivia" dedi güler bir yüzle.
"Merhaba" James'ın geldiğine sevinmiştim yalnız kalmayacaktım en azından. Harry geliceğini söylemişti ama galiba gelmeyecek. James sırasına yerleşip kitaplarını incelemeye başladı.
Bende çantamdan çıkardığım kitabı açıp okumaya başladım. Yeni başlamama rağmen kitaba fazlasıyla bağlandım. Soluksuz bir şekilde kitabı okurken sınıf kapısının açıldığını duydum ama kitaptan başımı kaldırıp bakmadım. Yanımdan geçip arkamdaki sıraya geçti kim olduğunu bir saniyeliğine Olsa merak edip bakmadım.

Kitabı soluksuz bir şekil okumaya devam ediyordum. James kitaplarını ellerine alıp sırasındam kalktı bana ve arkamdaki kişiye dönüp "Görüşürüz çocuklar" dedi. Başımı kitaptan kaldırıp James'a baktım cevap vermek yerine gülümsedim ona arkamdaki kişide aynı şeyi tercih etmiş olucak ki sesi çıkmamıştı. James sınıftan çıktıktan sonra kitabıma geri döndüm. Kitabımı okurken ensemde sıcak bir nefes hissettim arkamdaki her kimse beni tahrik etmek için enseme doğru üflüyordu. Sinirlenip ani bir şekilde arkama baktım.
"Sen ki- " arkama döndüğümde 32 diş sıratan Harry'i gördüğümde sözümü tamamlamadım.
"Bilmem sence ben kimim?"

Cevap veremedim afallamıştım. Aslında Harry'den ümidi kesmiştim geleceğine pek ihtimal vermemiştim.
Yüzümdeki aptal şaşkınlığı silip güldüm.
"Harry"

"Evet"

"Ben senden umudu kesmiştim gelmezsin diye düşünmüştüm"

"Geldim işte"
Boğazımı temizleyip Harry'e tekrar baktım.
Harry diliyle üst dudağını ıslatıp bana yaklaştı burnu tenime deyince istemsizce gözlerimi kapattım. Dudaklarımız buluşmak üzereyken sınıfın kapıyı açıldı ikimizde ani şekilde uzaklaştık birbirimizden önüme dönüp kitabımı elime aldım. İçeriye James girdi yanında Kevin vardı bir konu hakkında tartışıyorlardı. Sıralarına geçip yerleştiler ikisininde elinde aynı kitap vardı. Kitabı inceleyip bişeyleri not alıyorlardı. Ben kitabı okurken Harry arkadan kulağıma yaklaştı.

Harry, "Kütüphane büyük ihtimalle boştur seni orada bekliyorum" dedi.

Harry sıradan kalktı James ve Kevin'a dönüp "Görüşürüz" diyip sınıftan çıktı.
Bende Harry'nin arkasından hemen kalktım çantamı toplayıp James ve Kevin'la konuşmadan sınıftan çıktım. Sessiz koridorlardan geçip kütüphaneye doğru yürüdüm. Kütüphanenin önüne geldiğimde etrafı süzdüm etrafta kimsenin olmadığını fark ettinten sonra kapıyı açtım kapıyı biraz araladıktan sonra içeri geçip kapattım. Etrafa baktım ama etrafta kimse yoktu Harry'de dahil.
"Harry" dedim sessiz bir şekilde
Ses gelmedi ikince kez "Harry" dedim.
"Buradayım" diye ses verdi Harry.
Kitaplığının arkasından çıkıp bana yaklaştı.
"Seni özledim" dedi Harry bunu onun ağızdan duymak acayipti ne kadar beni sevdiği için değilde arzuladığı için söylemiş olsada. Yutkunum gözlerimi devirdim Aramızdaki mesafeyi biraz daha kapatıp çenemi kavradı.
Harry, "Bana bak lütfen hep ama hep bana bak. Gözlerini hiç bir zaman benden kaçırma" dedi.

Bugün Harry'e ne olduğu hakkında hiç bir bilgim ve fikrim yoktu ama bunu sevmiştim çok nazikti bugün.
Dudaklarını boynuma getirerek emmeye başladı an gözlerim ona tepki olarak kapandı. Sertliğini bana yasladığını hissedebiliyordum beni sersem gibi hissettiriyordu, inanılmaz bir şekilde.
"Harry" diye inledim.
Bu hoşuna gitmiş olucak ki boynuma karşı güldü.
Ellerimi bacaklarımda gezintiye çıkmıştı. Başını boynumdan kaldırıp yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Yüzümde onun sıcak nefesini hissediyordum. Dudaklarımızı birleştirip ufak bir öpücük kondurdu dudağıma.

Yumuşacak başlayan öpüşme sertleşmişti. Dudağımın şuan kırmızılaştığına emindim. Harry belimden tutup kendine daha çok bastırdı beni. Derin derin nefes alırken Harry beni sürükleyip kitaplığın arkasına doğru götürdü. Sert bir şekilde kitaplığın arkasında duran masaya bıraktı beni. Bacaklarımı açtım bana daha çok yaklaşması için gömleğimin ilk iki düğmesi açtı diliyle sutyenimde taşan göğüslerimi yalıyordu. Başımı kaldırıp ellerimi saçlarına daldırdım. Beni nefessiz bırakacak kadar tahrik ederken onu kendime bastırdım. Eteğimi belime kadar sıyırdıkran sonra elleri kemerine gitti onu durdurup alnımı onunkine değdirdim. Derin derin nefes alışlarım arasında konuşmaya çalıştım.

"Harry lütfen burada olmaz" dedim tiz bir sesle ağır ağır.

"Kimse görmez Olivia şimdi lütfen bana izin ver" dedi Harry yalvaran bir ses tonuyla.

"Sevgilini dinlesen iyi bence Styles. Burada olmaz" dedi arkadan bir ses buda kimdi şimdi inanmıyorum kimsenin bizi bu şekilde görmesini asla istemiyordum. Umarım tanıdık biri değildi

LabirentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin